Hakkımızda
Değerli Mesele dostu,
Basılı yayın hayatına Aralık 2016 itibarıyla son veren Mesele Dergisi, 1 Ocak 2017’den bu yana mesele121.org adresinde yayınına devam ediyor.
Neden mesele121?
Çünkü 10 yıl boyunca kesintisiz her ay yayınlanan Mesele 120. sayısı ile matbaalara veda etti ve internet 121. sayımız oldu.
Mesele’de amacımız kitaplar üzerinden Türkiye’yi ve dünyayı tartışmak ama sadece kitapla sınırlamıyoruz tabii ki…
Öncelikle “Sözümüz” var. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa yayıncılık yapmanın da anlamı kalmıyor…
Sizin sözünüz de bizim için çok değerli… Hakemli dergi olmasak da belli kriterlerimiz var. [email protected] adresine gönderdiğiniz tüm yazıları okuyoruz, değerlendiriyoruz.
Çarkıfelek
Tam işimin başına dönmek üzereydim ki, genç bir adamın telaşesi beni alıkoydu. Bir yandan gömleğini çekiştiriyordu, diğer yandan da hiç…
Bir kız, üstelik yapayalnız, çayırda uzanmış sanki uzaklardaki bir eve bakmaktadır. Evin içinde kim bilir neler olup bitmektedir… Orada nasıl…
Dilencilik meselesi oldum olası biraz yürek yakan, insanın suratında buruk bir ifade yaratan, bazense onu öfkelendiren, bazı zamanlarda ise vicdanını…
Bazen aynı dilde bile anlaşabilmek, anlaşmak zordur gerçekten. Ne denli özenli olursanız olun yine de anlatamazsınız kendinizi, karşınızdaki anlamak istemeyen…
Okur-yazarlar için sahaflarda gezinmek huzur verici, eğlenceli bir gelenektir; bunu bilmeyen yoktur. Fakat bu, geçtiğimiz günlerde genç bir okur için…
Kralın biri tuvalete girip donunu aşağı sıyırır… Ne güzel! Fakat orada onu kötü bir sürpriz beklemektedir. Kral oracıkta can verir. Aradan…
Ölümden korkalım ya da korkmayalım o gölgemiz gibi bırakmaz peşimizi. Doğmak aslında ölmek içindir. Doğmamış olsaydık ölmeyecektik de. Doğumla ölüm…
Rivayete göre Eric köpeği Nova’yı gezdirmek için dışarı çıkarır fakat köpek kaçıverir ve kayıplara karışır. Eric haberi yayar, köpeğini soruşturur.…
Eski ve gereksiz bir soru gibi sayılabilir; sayılsın, çünkü belki bir kuşak sonra sadece araştırmacıların bileceği bir bilgi notu olarak…
Küresel ısınma ve iklim koşullarının son 40 yılda hızla değişmesi artık herkesin bildiği bir gerçek. Bilenleriniz vardır; yaşamaya başladığımız şu…
“Nerede o eski günler?” demeyeceğim çünkü “Aklıma gelince, hemen aldım kalemi elime, başladım yazmaya…” demekten çok “Açtım dizüstü bilgisayarımın ekranını…
İşte böyle, güzel, sıcak bir pazar günüydü. Ama babalar günü değildi. Damda oyun oynadım. Güvercinlerimiz vardı. Havada uçan-uçurulan komşu güvercinlere…