“Ölü taklidi yapan kedi gördün mü daha önce? Ben görmemiştim. Garip bir kedi o.”
“Nasıl garip?”
“Garip yerlerde uyur. Ne kadar dürtersen dürt, uyanmaz…”
(Taksim Metrosunun güvenlik görevlisi.)
“Kedi değil, başka bir şey o.”
“Başka bir şey derken?”
“Bak mesela, şuradaki yürüyen merdivenin başına yatar, gelene geçene aldırış etmeden akşama kadar horul horul uyur.”
(Metrodaki büfenin çalışanı.)
“Arada bir gelir, sepetlere tırmanır. Süt veririz. Uzun zamandır burada. Benden eski.”
(Kahve Dünyası çalışanı.)
“Psikopat o abi…”
“Biraz ağır olmadı mı?”
“Karşına geçip gözünü sana diker, uzun uzun bakar. Korkuyorum ben bazen ondan.”
(Başka bir büfe çalışanı.)
“İsmi ne?”
“İsmi mi? İsmi… İsmail, şu siyah kedinin adı ne?”
(Güvenlik görevlisi.)
“Bilmiyorum. Ama siyah değil ki o.”
(Başka bir güvenlik görevlisi.)
“Ona öbür tarafta kartondan ev yaptık, yemek de veriyoruz. İsmi mi? İsmi yok ki.”
(Turnikelerdeki güvenlik görevlisi.)
“Tabii biliyorum, burada herkes tanır onu. İsmi yok, ben duymadım.”
(İBB Beyaz Masa görevlisi.)
Erkeklerle
kedilerin
dostluk ve
yoldaşlık
hikâyeleri