Derin bilgi sahibi olanlar bir yana, klasik müzik dinlemekten hoşlananların da duyduklarında hemen tanıyacakları, “Ben bunu biliyorum; tüh, kimdi bunun bestecisi?” diyecekleri bir eserle karşınızdayım bu hafta. Çeşitli filmlerde de kullanılmış olması da sebeptir buna.
Bazı besteciler var ki, ülkelerinin ulusal kimliğinin gelişmesinde rol oynamışlardır. Finlandiya için Jean Sibelius öyle, Çekya (zamanında Bohemya) için Bedřich Smetana öyle, Polonya için Chopin öyle. Bizim için tarihte aşık ozanlar bu roldedir, Karacaoğlan, Dadaloğlu gibileri; zamanımıza daha yakın dönemde ise ilk akla gelen Âşık Veysel’dir elbette. İşte Norveç için bu kategoride hiç kuşkusuz Romantik dönem bestekâr ve piyanisti Edvard Grieg’i (1843-1907) bulursunuz.

1888
Norveç’in Bergen kentinde doğmuş. Müzik eğitimi ailesi içinde başlamış olsa da Almanya’nın Leipzig Konservatuarında piyano üzerinde yoğunlaşarak olgunluğuna ulaşmış. Okulun disiplininden pek hoşlaşmamış gerçi. Özgür bir ruh!
Hayatının bazı yıllarını Danimarka’da, Paris’te, Roma’da da geçirecek olan Grieg’in tanıştığı Çaykovski ve Liszt’le geliştirdiği ilişki onun bestelerinin şekillenmesinde önemli rol oynamış.
Evlendiği kuzini lirik soprano Nina Hagerup da ona bir ilham kaynağı ve eserlerinin iyi bir yorumcusu olmuş. Arada üç yıl süreyle doğduğu Bergen kenti Filarmoni Orkestrasının müzik direktörlüğünü de yürütmüş.
Ne yazık ki gerek akciğer ve kalp hastalığı gerek omurgasındaki deformite nedeniyle yaşamı boyunca sağlık mücadelesi içinde kalmış; çok kez sanatoryumlara yatırılmış. Uzun bir hastalık döneminin ardından 64 yaşında öldüğünde cenazesine kendi şehrinin sokaklarını dolduran 40 bin kişi katılmış.
Bergen günümüzde Grieg ile anılır. Kentte çeşitli heykellerinin yanında en önemli konservatuarı “Grieg Akademisi”, korosu “Grieg Korosu” adını taşır, en büyük konser salonu “Grieg Salonu”dur; yaşadığı ev “Edvarg Grieg Müzesi” haline getirilmiştir.
Besteleri arasında en bilinenleri, ülkesinin ünlü yazarı Henrik Ibsen’in “Peer Gynt” adlı oyununun prömiyeri için onun isteği üzerine bestelediği parçalar ve bugün size sunacağım La Minör Piyano Konçertosudur.
Hani daha ilk notalarını duyunca tanıyacağınız eser! Çok yorumunu dinledim, sonunda kendi adını taşıyan konser salonunda, o sıralardaki şefi İngiliz Edward Gardner yönetimindeki Bergen Filarmoni Orkestrası eşliğinde ve yine bir Norveçli piyanist Leif Ove Andsnes’in, hem de pek beğendiğim yorumunu sunmamın en doğrusu olacağına karar verdim.