‘Göç Eden Arkadaşlarınıza Söyleyebileceğiniz Şeyler’ başlıklı bir postun önüme düşmesi sayesinde göçmenlik deneyimleri üzerine çizmeye başladım. Bir Avrupa Macerası adlı sayfamızda açtığımız anketin ardından çizimleri çoğalttım! Serinin ilk çizimiyle başlayalım…
Türkiye’den 2018 yılında ayrıldım; 5 yıl Letonya’da yaşadıktan sonra İsveç’e taşındım. Sosyal medyada, Uzman Psikolog İrem Özbilgin tarafından paylaşılan, ‘Göç Eden Arkadaşlarınıza Söyleyebileceğiniz Şeyler’ başlıklı bir postun önüme düşmesi sayesinde de göçmenlik deneyimleri üzerine çizmeye başladım. Bir Avrupa Macerası adlı sayfamızda açtığımız bir anketin ardından çizimleri çoğalttım! Serinin ilk çizimiyle başlayalım, önümüzdeki haftalarda da diğer çizimleri sizlerle paylaşalım!
Küçük Bir Not: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından geçen yıl yayınlanan Uluslararası Göç İstatistikleri raporuna göre, 2022 yılında ülkemizden yurt dışına göç eden kişi sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 62,3 oranında artış kaydederek, 466 bin 914’e ulaştı. Yurt dışına göç denildiğinde pek çok kişinin aklına daha iyi bir yaşam standardı, daha yüksek gelir, iyi bir iş, iyi bir eğitim, farklı kültürleri deneyimleme, özgürlük ve demokrasiye kavuşma, güvenli, istikrarlı bir ortamda yaşama gibi imkanlar geliyor olsa da, göç etmek sanıldığı kadar kolay bir deneyim değil aslında!
İngilizce konuşulmayan bir ülkeye göç ediyorsanız eğer, yerel dili öğrenmeniz gerekir mesela. Dil sorunu eğitim almanızın, sosyalleşmenizin, günlük hayatta rahat etmenizin, entegre olmanızın ve daha iyi iş-eğitim fırsatlarının önünde koca bir engeldir. Ve yeni bir dil öğrenmek zaman, çaba, sabır gerektirir.
Kimi göçmen farklı bir kültüre uyum sağlayamadığı, sosyal bağlantılar kuramadığı, ailesinden, dostlarından uzak kaldığı, düğün, doğum, cenaze gibi özel anlarda yakınlarının yanlarında olamadığı için güçlük çeker. Kimi alışkın olduğundan daha sıcak, daha soğuk, yağışlı veya kurak bir iklime mevsimsel değişikliklere, kimi de farklı tatlara, pişirme yöntemlerine, baharatlara alışamaz. Hatta bazı göçmenler, ırkları, dinleri veya uyrukları nedeniyle ayrımcılığa veya yabancı düşmanlığına maruz kalırlar. Sosyal izolasyon, yalnızlık hissi, stresli ve travmatik göç deneyimleri, vize, oturum izni gibi yasal zorluklar, çocuklarının yada kendilerinin eğitim almakta güçlük çekmeleri, sağlık hizmetlerine erişmekte zorlanmaları gibi türlü sebepler anksiyeteye, depresyona, travma sonrası stres bozukluğuna sebep olabilir. İşte bu yüzden göç eden dostlarınıza, “Gerçekten nasılsın?” diye sormak kıymetlidir!
Meraklısına: AH!