İnsan hakları savunucusu ve yayıncı Ayşenur Zarakolu’nun anısına 2003 yılından bu yana verilen “Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”nün 22.si, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından oluşturulan seçici kurul tarafından “ İnsan hakları ve barış için mücadelede ısrar” teması ile gazeteciler Çiğdem Toker, metin Cihan ve Şano Ar Tiyatroda Sanat Topluluğu’na verildi.
T24 yazarı gazeteci Çiğdem Toker “halkın gerçekleri öğrenme hakkı, haber alma, haber verme özgürlüğünü sonuna kadar savunması”, gazeteci Metin Cihan “yaptığı haberler nedeniyle ceza almasına rağmen mesleğine devam etmesi”, Şano Ar Tiyatroda Sanat Topluluğu ise “yasak ve engellemelere rağmen ‘Bijî Şanoya Kurdî, Bijî Zimanê Kurdî’ diyerek ısrarını sürdürmesi” nedeniyle ödüle layık görüldü. İHD İstanbul Şubesi’nin açıklamasında, “Ayşe Zarakolu’nun anısını ve mücadelesini yaşatmak, yaşam hakkı kadar vazgeçilmez düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak ve bu alanda mücadele verenleri desteklemek gayesi ile başlattığımız Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü etkinliğini aynı gaye ile devam ettireceğiz” görüşüne yer verildi. Açıklamada ödüle layık görülenler ve mücadeleleri anlatıldı:
ÇİĞDEM TOKER
Halen T24’de yazarlık ve Now tv’de yorumculuk yapan, “Kamu İhalelerinde Olağan İşler” ve “Milletin Cebinden” adlı kitapları yayımlanan Çiğdem Toker, uzun gazetecilik hayatı boyunca gazetecilik ilkelerinden ödün vermeden gerçeği halkla buluşturmayı başardı. Hakkında halen devam eden ceza ve tazminat davalarına rağmen geri adım atmayarak, halkın gerçekleri öğrenme hakkı, haber alma, haber verme özgürlüğünü sonuna kadar savunması nedeniyle bu ödüle layık görülen Çiğdem Toker; gazeteciliğe 80’lerin ikinci yarısında başladı. A.Ü Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Mesleğin ilk yıllarında yargı, adliye, kültür sanat haberleri izledi. Anadolu Ajansı, Ekonomik Panorama, Hürriyet, Habertürk, Akşam, Cumhuriyet, Sözcü’de muhabirlik, temsilcilik, yazarlık görevlerinde bulundu.
Ekonomi ve bu çerçevede Meclis muhabirliği yaptı. Kamu kaynaklarının kullanılış biçimleri, örtülü ödenek, kamu ihaleleri, bütçe harcama tercihleri ve yolsuzluk alanlarında yoğunlaştı. “21-b” olarak bilinen ihale usulünü kamu kurumlarının usulsüzce tercih edişi ile Hazine garantili Kamu Özel İşbirliği modeliyle yaptırılan büyük altyapı projelerinin halka faturası konusundaki ısrarlı dosya haberleri, iki konunun ülke gündemine girmesini sağladı. Karşılığında çok sayıda tazminat davası ve suç duyurusuyla karşılaştı. İmara açılan değerli bir arazide lehine karar alınan kişinin, dönemin İBB Başkanı’nın damadının ticari ortağı olduğunu yazdığı için dönemin İBB Başkanı suç duyurusu üzerine hapis cezası istemiyle yargılandı. Havalimanı metro ihalesi ve domates ihracatında, kayırma/kollama soruları dolayısıyla bir holding iki davada kendisinden toplam 3 milyon TL tazminat istedi. PTT, bir kamu görevlisinin yakınına ihale verilmesini yazdığı için tazminat davası açtı. İBB’nin iktidar partisi yönetiminde) kamu kaynaklarını cemaat tarikat ve iktidara yakın vakıflara seferber ettiğini belgeleyen bir iç raporu duyurduğu yazısı dolayısıyla halen bir davası sürüyor.
2023 seçimlerinde 28 Mayıs gecesi katıldığı haber programında “Demokrasi sandıktan ibaret değildir” sözü dolayısıyla, RTÜK Başkanı ve iktidar medyası tarafından hedef gösterildi. Hakkında açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. İlgili davaları sürüyor. Çok sayıda yazısı, şirketlerin başvurusu üzerine Sulh Ceza Hakimlikleri kararıyla erişime engellendi.
METİN CİHAN
“Bir gün ülkeme dönmek umuduyla yaşıyorum” diyen Metin Cihan; Giresun’un Eynesil ilçesinde Rabia Naz adlı kız çocuğunun ölümüne dair araştırma ve haberleri üzerine hakkında soruşturmalar başlatılması ve haksız suçlamalara maruz bırakılması sonrasında yurt dışına çıkmak zorunda kaldı ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’in desteğiyle Berlin’e yerleşti. Yurtdışında da gazetecilik faaliyetini sürdürdü. Siyasi ve ekonomik güç sahiplerinin örtbas etmeye çalıştığı suçları ve iktidarın yolsuzluklarını, kanun dışı eylemlerini açığa çıkaran araştırmacı gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakkında yeni soruşturmalar ve davalar açılan, tutuklama ve yakalama kararları çıkan ancak geri adım atmayan ve bu nedenle ödüle layık görülen Metin Cihan; 2013’te Gezi Direnişi sırasında yeni nesil gazeteciliğe ilgi duyduğunu, 2014’te Yenikapı Meydanı’nda yapılan Ak Parti İstanbul mitingine çektiği fotoğraf ve videoları yorumları eşliğinde sosyal medya hesabından paylaşarak habercilik faaliyetine başladığını anlatıyor. Metin Cihan devamındaki habercilik macerasını şu sözlerle özetliyor: “Daha sonra, çoğunlukla Karadeniz Bölgesinde, doğa savunucusu direnişlere katılıp habercilik yaptım. IŞİD saldırısı altındaki Ezidilerin ülkemize göçünü sınır noktasında takip ettim. Kobane Direnişinde bir günlüğüne sınırın öte yanına geçip oradan muhabirlik yaptım. Bu süre boyunca ve sonraki yıllarda serbest çevirmenlik yaparak geçindim. Gazetecilik benim için gönüllü bir faaliyet oldu. Araştırmacı gazetecilik kategorisindeki diğer haberlerimle birlikte tanınırlığım arttı. 2019 Şubat ayında, Giresun’un Eynesil ilçesinde Rabia Naz adlı kız çocuğunun ölümünü araştırmaya başladım. Polis ve Savcı işini yapmıyor ve bu şüpheli ölüm örtbas ediliyordu. Delilli ve belgeli paylaşımlarım kamuoyu oluşturdu ancak iktidar eliyle dosya kapatılıp hakkımda soruşturmalar başlatıldı. Soruşturmaların art arda gelmesi ve haksız suçlamalar nedeniyle yurtdışına çıktım. Ukrayna, Moldova, Belarus, Sırbistan ve Bosna Hersek’te vizesiz kalma sürelerini doldurduktan sonra Sınır Tanımayan Gazeteciler’in desteğiyle Berlin’e geldim. Yurtdışında gazetecilik faaliyetimi sürdürdüm. Genellikle Siyasi ve ekonomik güç sahiplerinin örtbas etmeye çalıştığı suçları paylaştım. Ayrıca iktidarın yolsuzluklarını ve kanun dışı eylemlerini açığa çıkaran araştırmalar yaptım. Bu nedenle hakkımda yeni soruşturmalar ve davalar açıldı. Tutuklama ve yakalama kararları çıktı, ülkeme dönmem iyice zorlaştı. Bir gün ülkeme dönebilmek umuduyla hâlâ Berlin’de yaşıyorum.”
Metin Cihan, ödül törenine gönderdiği ve sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında da İnsan Hakları Derneği gibi değerli bir kurum tarafından ödüle layık görülmenin onurunu yaşadığını belirtirken saygı ve teşekkürlerini iletti. 2000 yılında dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret suçuyla tutuklandığında arkadaşlarının İHD’nin kapısını çalarak uğradığı haksızlığa ilişkin basın açıklaması yaptıklarını hatırlatan Cihan, “Aynı binada bu kez ödül töreni gerçekleşiyor ve ne yazık ki katılamıyorum. Yitirdiğimiz insan hakları savunucusu Ayşenur Zarakolu adına verilen bu ödülü, Rabia Naz’ın ailesine ve siyasi ya da ekonomik güç ile örtbas edilen diğer cinayet soruşturmalarının mağdurlarına adıyorum” dedi.
ŞANO AR TİYATRODA SANAT TOPLULUĞU
Kürtçenin ve Kürtçe sanatın gelişmesi ve halkla buluşması için yola çıkan, yasak ve engellemelere rağmen “Bijî Şanoya Kurdî, Bijî Zimanê Kurdî” diyerek seyircisi ile buluşmaya devam eden ve bu nedenle ödüle layık görülen Şano Ar Tiyatroda Sanat Topluluğu; 2023 Kasım ayında Batman’da kuruldu. Yakup Selimoğlu, Bahoz Özsunar, Deniz Özer, İrfan Yıldız, Hemeşa Yelboğa, Eylem Boran, Serhat Şen’den oluşan topluluk Sam Bobrick tarafından kaleme alınan ve Kürtçe olarak sahnelenen “Qral û Travîs” oyunu ile 10 Aralık 2023 ten bu yana sahnede. 16 Ocak 2024 günü Patnos turne programı Patnos kaymakamı tarafından, 11 Şubat‘ta Gaziantep Zeugma Müzesi sahnesinde organize edilen oyun müze müdürü tarafından, gerekçe gösterilmeden yasaklandı. 26 Şubat’ta başlayan Şişli Turnesi Şişli kaymakamı tarafından yine gerekçe sunulmadan oyuna 1 saat kala yasaklandı ve oyuncu Bahoz Özsunar’ın kardeşi gözaltına alındı. Topluluk gösterimlerine devam ediyor.