İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi, Türk edebiyatının temel taşlarından biri olan İnci Aral’ı ağırladı. 1970’ten günümüze birçok öykü ve roman yazan Aral, eserleri kadar yazarlık macerasını da anlattığı söyleşisinde insanı en iyi anlatanın tarih değil edebiyat olduğunu vurguladı.
Üniversitenin İletişim Fakültesi öğrencilerinin yayını olan Eşik Dergisi tarafından düzenlenen “Kıran Resimleri’nden Bugüne” başlıklı etkinlikte yazar İnci Aral, insanlık tarihinin büyük bir bölümünün ünlü yazarların eserlerinden öğrenildiğini belirtti. Aral, “Dostoyevski, Tolstoy, Dickens gibi isimler romanlarıyla sadece insanları değil insanlığı da anlatır. Biz insanı, insanın duygularını büyük eserlerle öğrendiğimiz gibi belli dönemleri ve o döneme özgü olayları da dev eserlerle anlayabiliriz” dedi.
“Maraş’ta insanlığımı sorguladım”
İlk kitabını yazarken ülke gündeminde farklı sorunların olmasına rağmen kadın sorununa odaklandığını belirten Aral, “Ağda Zamanı” isimli eserinin ismini Atila İlhan’ın verdiğini belirtti. Yazarlık sürecini paylaşan Aral “Kıran Resimleri” adlı kitabında Maraş Olayları’nı ele aldığını anlattı: “Olayların üzerinden bir yıl geçtikten sonra neler yaşandığını anlamak üzere Maraş’a gittim ve tanıklıkları dinledim. Döndükten sonra ise etkisinde kaldığım için hemen yazamadım. İnsanın insana ne yapabileceğini görmek sizin kendi insanlığınızdan kuşkulanmanıza neden oluyor.”
“Kendi içimde çelişki yaşadım”
Bu noktada kendi içinde bir ayrıma düştüğüne değinen Aral, çelişkisini şu sözlerle aktardı; “Öyle bir noktaya geldim ki ya kadın öykülerine odaklanmaya devam edecektim ya da memleketimin sorunlarına eğilecektim. İçinde yaşadığım dünyayı anlamaya yönelik bir bilinç uyandı içimde. Ondan sonra da roman ya da öykü formunu kullanmak istemediğimi hissettim. Olaylara farklı açılardan yaklaşmak ve her birini bir kahraman üzerinden işlemek daha mantıklı diye düşündüm.”
“Kendinize kim olduğunuzu sorun”
Ağda Zamanı, Kıran Resimleri, Uykusuzlar ve Gölgede Kırk Derece gibi hikâyelerin yanı sıra Ölü Erkek Kuşlar, Yeni Yalan Zamanlar ve İçimden Kuşlar Göçüyor gibi romanlarını kaleme alan Aral, gençlere de bazı tavsiyelerde bulundu. Gelişen ve değişen dünyada ayakta kalmak, fark yaratmak ve mutlu olmak için en iyi olmaya çalışmak gerektiğini vurguladığı konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Yeni nesil rekabet ortamında var olmak zorunda. Gençleri robotlardan farklı kılacak ve işsiz kalmalarını engelleyecek tek şey kendi cevherlerini keşfetmeleri. Bu cevher hepimizin içinde var. Tek yapmamız gereken kendimize ‘ben kimim ve neyi en iyi yapabilirim’ diye sormak.”