“Rönesans tablolarındaki gibi güzel periler, melekler ilham getirmiyor” diyen Buket Uzuner’e göre ilham iyi yazarları okurken, başarılı bir sergi gezerken, güzel bir film izlerken, iyi bir müzik dinlerken hissettiğiniz şeyler.
Gelibolu, Kumral Ada Mavi Tuna, Balık İzlerinin Sesi, İki Yeşil Susamuru gibi romanlarıyla hem yurtiçi hem de yurtdışında milyonlarca okuyucuya ulaşan Buket Uzuner, Kadir Has Üniversitesi’nin “Haliç Okumaları” etkinliğine katıldı. Etkinlikte henüz yayınlanmamış romanı “Hava”dan bir bölüm okuyan Uzuner, hakkında merak edilenleri yanıtladı ve kitaplarını imzaladı.
“Tabiat Dörtlemesi” olarak planladığı ‘Su, Toprak, Hava ve Ateş’ romanlarıyla daha önce hiç yapmadığı bir şeyi denediğine dikkat çeken Buket Uzuner, “Bir seri oluşturmak daha önce hiç yapmadığım bir şeydi. Bu heyecanı, deyim yerindeyse acemilik ruhunu çok seviyorum. Çok iyi bildiğiniz işi yapmak bir süre sonra heyecan vermiyor, seri üretime geçiyorsunuz. Bazı alanlarda, özellikle sanatta yeni şeyler denemek, o çaylaklık ruhunu her yeni başlangıçta hissetmek kişiyi canlı tutuyor. Planladığım bu tabiat dörtlemesi benim için çok heyecan verici. Aslında insanoğlunun ‘tabiatın efendisi’ rolüne bürünmesinin ne kadar yanlış olduğunu göstermek istediğim bir çalışma. ‘Hava’ henüz yayınlanmadı, bugün ilk kez burada okuyacak, romanın sesini ben de sizlerle birlikte duyacağım. İlk kez bir romanın baş kahramanı kadın adı ve soyadıyla anılıyor. Ölümsüz bir karakter yaratmak istedim. Defne Kaman’ın benden sonra da hayatta kalmasını, var olmasını diliyorum” dedi.
“Samimi bir yazar kendi okumak istediği şeyleri yazar”
Hemen her sanatçıya ilk sorulan sorulardan biri olan “İlham nedir, siz nelerden ilham alıyorsunuz?” sorusuna Buket Uzuner, ilham diye bir şeyin olmadığı yönünde cevap verdi. Buket Uzuner, “İlham diye bir şey yok. Rönesans tablolarındaki gibi güzel periler, melekler ilham getirmiyor. Atilla İlhan’ın bana öğrettiği gibi, iyi yazarları okurken, başarılı bir sergi gezerken, güzel bir film izlerken, iyi bir müzik dinlerken hissettiğiniz şeyler; aslında sizin meseleniz olan şeylerin harekete geçmesi, sizin fikrinize dokunması. Benim de en sevdiğim yazarların meseleleri var, bunlar bana hitap ettiği; benim meselelerimle örtüştüğü için onları okumayı seviyorum. Bence samimi bir yazar kendi okumak istediği şeyleri yazar” dedi.