Trump’ın, George Floyd’un öldürülmesine verdiği kolaylıkla öngörülebilir bölücü karşılık, ABD’de ırkçılık karşıtı direnişi körüklemekten başka bir şeye yaramadı. Minneapolis’te 25 Mayıs’ta yaşanan şoke edici olaydan dört gün sonra, başkan, 1967’de ırkçı bir polis şefinin “Yağma başladığında, atış başlar” şeklindeki rezil sözlerini alıntıladı.
Bu açık provokasyon, Twitter’ın, bu yorumu şiddeti övgüsüyle ilgili ilkelerini ihlâl etti şeklinde işaretlemesine sebep oldu. Aynı gün, Beyaz Saray’ı kuşatan göstericiler, kendisini binanın altındaki Başkanlık sığınağına saklanmak zorunda bıraktığında, sert görünüşün arkasındaki korkak gerçeklik ortaya çıktı!
Silahlar ve Tanrı
Ertesi gün ortaya çıktığında, ülkeye uzlaştırıcı bir mesaj verme fırsatını es geçti ve valilerin yaptığı bir toplantı hakkında atıp tuttu:
“Eğer bir şehir ve eyalet, sakinlerinin hayatını ve mülkünü savunmak için gerekli önlemleri almayı reddederse ABD ordusunu konuşlandırırım ve sorunu onlar için hızla çözerim”
Sonra, şu ana kadar yapılan en tuhaf hareketi yapan Trump, Washington’da bir kilise önünde hiçbir şey söylemeden İncil’i (bir ara ters) tuttuğu bir poz verdi.
Bazı insanlar bu başkanın, ulusal birliğin sembolik lideri olarak görevinin gerektirdiği geleneksel rolü oynamakta içler acısı halde başarısız olmasına şaşırmış olabilir. Ancak, iş ve siyasi kariyerleri boyunca sürekli ince mesaj verdiği yorumlarına ve ırkçılığı teşvik edişine aşina olan biri, Amerika’nın başbağnazından daha fazlasını beklemez. Berbat ırkçılık sicili, Trump ailesinin eski nesillerine kadar gidiyor:
- 1927: Trump’ın babası, Ku Klux Klan’ın New York’ta kargaşaya yol açmasının ardından tutuklandı.
- 1954: Folk şarkıcısı Woddy Guthrie, Baba Trump’ın ırkçı ideolojisiyle ilgili bir şarkı yazdı: “Yaşlı Trump biliyor / Ne kadar da / Irkçı nefreti / Körüklediğini / İnsanların kalbindeki”
- 1973: Adalet Bakanlığı, Trump Yönetim Şirketi’ne, New York’ta Afroamerikalılara ev kiralamayarak ırkçılık yaptığına dair dava açtı. Trump, bir muhabire, siyahları kastederek: “Bilirsin işte, sen de onlarla birlikte yaşamak istemezsin” dedi.
- 1989: Trump, beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanan ve Central Park beşlisi olarak bilinen bir grup siyah ve Latin gencin idamla cezalandırılması çağrısı yaptığı tam sayfa bir ilanı tüm New York gazetelerinde yayınlattı. 2002’de bulunan DNA kanıtı sonucunda beşi hakkında da tüm suçlamalar düştü. Trump masum olduklarını kabul etmeyi reddetti.
- 1992: Trump, Atlantic City’de bulunan kumarhanelerindeki siyah çalışanlarını “Tembellik siyahların bir özelliği. Bu gerçek, buna inanıyorum. Kontrol edebilecekleri bir şey değil.” diye aşağıladı.
- 1993: Trump, Yerli Amerikalı iş adamlarının, bu azınlık grubunun herkesin bildiği gibi “yozlaşmış” olduğu gerekçesiyle kumarhane işletmesine engel olmaya çalıştı.
- 2005: Trump, kendi televizyon programı The Apprentice’in (Çırak) bir bölümünde, tamamen silahlardan oluşan bir takımın tamamen beyazlardan oluşan bir takımla yarışmasını önerdi. Yapımcılar bu fikri reddettiler.
- 2011: Barack Obama’nın Amerika yurttaşı olmadığı söylencesini yayarak ırkçı “birther” hareketini destekledi. Obama doğum belgesini gösterdiğinde, Trump bunun sahte olduğunu iddia etti.
- 2015: Trump, Time dergisine, İkinci Dünya Savaşı’nda Japon Amerikalıların topluca kamplarda tutulmasını desteklediğini söyledi.
- Başkanlık kampanyasını Meksika’dan gelen göçmenlerle ilgili gülünç derecede kaba sözlerle başlattı: “Meksika, halkını gönderdiği zaman en iyilerini göndermiyor… Birçok sorunu olan insanları gönderiyorlar ve bu problemleri bize taşıyorlar. Uyuşturucu getiriyorlar. Suç getiriyorlar. Tecavüzcüler.”
- 2016: Başkanlık seçimi kampanyasında Trump, görevdeyken öldürülen Müslüman bir Amerikan askerinin ailesini aşağıladı: “Karısına bakın, orada öylece duruyordu. Söyleyecek bir şeyi yoktu. Muhtemelen, belki de bir şey söylemesine izin verilmemişti.”
- Ku Klux Klan’ınla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığı gerekçesiyle örgütün kampanyasını desteklemesini reddetmeyi kabul etmedi.
- 2017: Başkanlık’taki ilk yılında, Heather Heyer’in Charlottesville’deki aşırı sağ bir gösteride bir Neonazi tarafından öldürülmesine “Pek çok yönden muazzam nefret, bağnazlık ve şiddet gösterisi vardı. Pek çok yönden.” diye tepki verdi. Kısa süre sonra “her iki tarafta da çok iyi insanlar var” dedi.
- 2018: Trump, Afrika’yı kastederek “Neden bütün bu bok çukuru ülkelerden bu insanları istiyoruz? Norveç gibi yerlerden daha fazla insanımız olmalı” dedi.
- Senatör Elizabeth Warren, Yerli Amerikalı köklere sahip olduğunu açıklandığında, Trump, “Pocahontas” diyerek dalga geçti.
- 2019: (üçü ABD’de doğmuş) dört Demokrat siyah kadın senatöre “Neden geri dönüp tamamen çökmüş ve suç dolu geldikleri yerleri düzeltmeye yardım etmiyorlar. Sonra geri gelip nasıl yapıldığını bize gösterirler.” dedi.
- 2020: Çinli Amerikalı bir muhabire bir basın toplatısında: “Belki de bu Çin’e sormanız gereken bir sorudur” dedi. Muhabir: “Bayım, bunu neden özellikle bana söylüyorsunuz?” diye yanıt verdi.
Bunlar, yıllar boyunca Trump söylediği mide bulandırıcı sözlerden sadece bir seçki. Hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, 2016’da Afroamerikalıların yalnızca %8’i Trump’a oy verdi. Şimdiyse her renkten milyonlarca Amerikalı, sadece Trump’ın değil, 1600’lerde başlayan kölelik döneminden bu yıl George Floyd’un yaşamına mâl olan polis şiddetinin vahşetine dek, ülke tarihi boyunca sistematik bir şekilde bağnazlığı işleyen bütün bir ABD yönetici sınıfının ırkçılığını da reddetmek için sokaklara indiler.
Çeviren: Kontra Salvo
Kaynak: Counter Fire