Rus besteci Sergei Rachmaninoff, 3 No.lu Re Minör Piyano Konçertosunu (Op. 30) aldığı sipariş ardından, ilk kez New York’ta icra edilmek üzere 1909 yazında besteledi. Anılarında Eylül ayında tamamladığı konçertoyu çalışmak için fazla zamanı kalmadığını, bu nedenle yanında taşıdığı bir sessiz klavye üzerinde çalıştığını belirtiyor.
Bu ifadesinden de anlaşılacağı üzere, gerek konçertonun ilk kez 28 Kasım akşamı New York’ta New Theater’daki (artık mevcut değil), Prusya doğumlu Amerikalı Walter Damrosch’un yönettiği New York Senfoni Orkestrası eşliğindeki prömiyerinde gerekse Ocak 1910’da, bu defa Gustav Mahler’ın yönettiği aynı orkestranın eşliğinde ikinci kez icrasında, piyanonun başında Rahmaninoff’un kendisi vardır. Sonradan besteci, Mahler’in konçertoyu çok daha derinden anladığını ve yorumladığını belirtmiş. Buna karşılık o zaman yapılan yorumlarda Rahmaninoff’un kendisinin dahi konçertoyu pek de başarılı çalmadığı ifade edilmiş!
Eser genellikle standart klasik piyano repertuvarında bulunan teknik açıdan en zorlu piyano konçertolarından biri olarak biliniyor. Melodi zenginliği ve karmaşıklığı ile ünlü. Bu nedenle piyanistlerin genellikle korku bile duyduğu, iyice pişip ustalaşmadan çalmaya cesaret edemediği dile getiriliyor. Zaman içinde, bütün sonradan bestelediği eserler de dahil, 3 No.lu Piyano Konçertosu Rahmaninoff’un tüm eserleri arasında zirveye ulaştığı beste olarak bilinegelecektir.
Pek çok piyanist çalmış eseri elbette. Ama bunların içinde bir tanesi var ki bu eserin icrasında zirveye yerleştirilmiş: Ukrayna asıllı Amerikalı piyanist ve besteci Vladimir Horowitz. Çok ilginçtir, Horowitz’in sadece bu konçertoyu değil, hangi eseri olursa olsun yorumu olay olmuş, efsaneye dönüşmüştür. Wikipedia, “Onun tekniği, ses rengini kullanımı ve icra etme heyecanı efsanevi kabul edilirdi,” diyor. Horowitz bu konçertoyu hayatı boyunca defalarca çalmış elbette. Fakat bunların arasında öyle biri var ki tarihe geçmiş. Bütün otoriteler, Rahmaninoff’un 3 No.lu Piyano Konçertosunun 24 Eylül 1978 gecesi New York’ta, “Avery Fisher Salonu”nda (Onun da adı şimdilerde “David Geffen Salonu”), Zubin Mehta’nın yönettiği New York Filarmoni Orkestrası eşliğinde, Vladimir Horowitz’in tarafından yorumunu, gelmiş geçmiş en parlak yorum olarak mühürlemiş.
Ben de bugün sizlere bu özel performansın yakın zamanda yayınlanan, gerek ses gerek görüntü olarak temizlenip yenilenmiş halini sunuyorum.