Damdaki Kemancı müzikalindeki Sütçü Tevye ne demişti; İngilizce oyun metnindeki unutulmaz melodisinden, şarkı sözlerinden hatırlayınız: “Tradition, tradition, tradition!”
Gelenek, gelenek, gelenek…
Nedense gelenekleri çok severim, zira farklı farklı gelenekler insanları birleştirir.
Size iki Yahudi geleneğinden bahsetmek istiyorum.
Seneler evvel göklerin neredeyse yarıldığı bardaktan boşanırcasına yağmur yağan bir yaz gününde, insanın başına gelebilecek en güzel şey başıma geldi. İlk çocuğum; oğlum Demir’i kucağıma aldım.
Anne olmuştum.
Yahudi kültüründe erkek evlatla beraber eve neşe dışında bazı sorumluluklar da geliyordu. Oğlumun da doğumunun 31. gününde PİDYON ABEN töreni yapılacaktı. Annenin normal doğumda dünyaya getirmiş olduğu ilk evlat için gerçekleştirilen ve Yahudiliğin törenleri arasında en renkli ve anlamlılarından biri olan İbranice PİDYON kelimesinin Türkçe’deki karşılığı için fidye denilebilir.
Tevrat’a göre PİDYON olarak ödenmesi gereken meblağ beş gümüş sikkedir. Bu değerdeki herhangi bir gümüş eşya genellikle de gümüş kaşık da ödemeye dahil olabilir. Tören sırasında Yahudi dinine göre en az on kişi birlikte dua ederler; bu dua heyetine MİNYAN denir.
Minyan, aslında, 10 erkek kişi demektir.
Kohen soyadını taşayan bir erkek misafire, on kişilik yetişkin erkek topluluğundan meydana gelen davetliler huzurunda az evvel söylediğim meblağ ödenir.
Demir’in töreni yaz mevsimi olduğu için Büyükada’daki evimizin bahçesinde yapılacaktı. Uzunca masadaki beyaz işlemeli örtülerin üzerine bahçemizde ne kadar gül ve yasemin varsa koparıp koymuştuk ve güzel bir çay sofrası hazırlamıştık.
O gün sofradakilerden en çok limonlu tart’ım ile tiramisu’m beğenilmişti.
Büyükada çocukluğumun neşesi ve en güzel yazlarımı geçirdiğim yerdi. Orada paskalyada Rum komşularımızla yumurta boyar, Ermeni komşularımızla dolma sarar, Müslüman arkadaşlarımla tekne orucu tutardım.
Nasıl güzel günlerdi onlar; hâlâ ararım.
Seneler sonra bir kış vakti doğum günümde hayatımın ikinci güzel hediyesini, kızım Rosita’yı kucağıma almıştım.
Ama kızımı kucağıma almadan evvel hamileliğin yedinci ayında sadece Türkiye’de yaşayan Sefarad Yahudilerin uyguladığı bir tören yapmıştık.
FAŞADURA; Bez kesme töreni.
Her hamile yedinci ayına geldiği zaman eş, dost, akrabalarını da davet eder ve ister bir lokalde isterse evinde bu töreni gerçekleştirebilir.
Ben evde yapmıştım.
Daha evvelden kapıya keçeden canlı renklerle yaptığım süslemeleri asmıştım.
Önceden aldığım metrelerce beyaz patiskayı güzel bir sepete makasla beraber yerleştirdim.
Faşadurada bu bezin kesilmesi bebeğin uzun bir yaşama kavuşması temennisini sembolize eder. Bebek doğar doğmaz bu uzun gömlek giydirilir veya bu kumaşa sarılır. Kumaş genelde baba adayının ailesinden yakınlık derecesi en fazla olan ve annesi babası hayatta olan bir hanım tarafından yapılır. Bu bez kesilirken “daha uzun, daha uzun” diye sözler söylenir. Bez kesilirken üstlerine şeker, pirinç ve altın paralar atılır, doğacak bebeğin ömrünün mutlu ve bereketli sürmesinin temennisine bunlar eşlik eder.
Ben de kumaş kesildikten sonra misafirlerimi hazırladığım masaya davet etmiştim. İşte aşağıdaki tarife göre yaptıklarımı sunmuştum.
Hatırası, genişlemiş ailemle birlikte buraya kadar uzandı; ne mutlu!
LİMONLU TART
HAMURU İÇİN
- 225 gr. un
- 115 gr. tereyağ
- 2 çorba kaşığı pudra şekeri
- 1 adet yumurta
- 1 çay kaşığı vanilya esansı veya 2 paket vanilya şekeri
İÇ MALZEMESİ
- 6 adet yumurta (çırpılmış)
- 350 gr toz şeker
- 115 gr tereyağ
- 4 adet limon, kabuğu ince rendelenmiş
- 4 adet limonun suyu
ÜZERİ İÇİN
- pudra şekeri
8-10 KİŞİLİKTİR
-Bir kap içine elediğiniz ununa tereyağını ekleyin. Tereyağını ellerinizle mıncıklarladıktan sonra elediğiniz pudra şekerini de karışıma ilave edin.
-Hazırladığınız hamur karışımına yumurta ve bir çorba kaşığı vanilya ekleyin ve iyicene yoğurun.
-Unlanmış bir tezgâh üzerinde açacağınız hamuru tart kalıbına yerleştirdikten sonra çatalla delin.
-Tart hamurunun üzerine yağlı kağıtla kapatın, bu halde 180°’de ısınmış fırında 10 dakika boyunca pişirin.
-İçi için ayırdığınız yumurtayı bir tencerede şeker ve tereyağıyla çırpın, şeker eridikten sonra limon kabuğu rendesi ve limon suyunu ekleyin, ince bir krema kıvamına gelene kadar çırpmaya devam edin.
-Hazırladığınız harcı tartın üzerine koyun ve bu halde 175°’de ısıtılmış fırında 20-25 dakika boyunca pişirin.
-Tart soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serperek servis edin.
TİRAMİSU
MALZEMELER
- 4 adet yumurta (sarılarla beyazlar ayrı)
- 3 çorba kaşığı Nescafe
- 4-5 çorba kaşığı şeker
- 3 çorba kaşığı acı badem likörü veya 1 çay kaşığı acı badem esansı
- 250 ml + 350 ml krema
- 250 gr. + 350 gr. labne peynir (1 saat tel süzgeçte süzülecek)
- 3 çorba kaşığı şeker
- 2 paket bitter çikolata 80 gr.
- 2 paket kedi dili
- üzeri için kakao
8-10 KİŞİLİK
-Bir bardak sıcak suya üç çorba kaşığı şeker, acıbadem likörü, nescafeyi koyup karıştırın.
-Kedi dillerini nescafeli karışımla ıslatıp dikdörtgen bir kap içine dizin.
-Yumurta sarılarını şeker ve vanilyayla çırpın.
-Yumurta aklarını bir tutam tuz ile kar haline gelene kadar çırpın, buzdolabında muhafaza edin.
-Yumurta sarılarını üç çorba kaşığı vanilya ile iyicene çırpın
-250 gr kremayı iyicene çırpıp sertleştirin.
-Yumurta aklarını bir spatula yardımıyla yumurta sarısı, labne ve kremayla karıştırarak tiramisu‘nun sosunu hazırlayın.
-Mari 1 usulüyle çikolataları bir kapta 250 gramlık kremayla eritin.
-Tiramisu sosunu dikdörtgen bir kap içine dizdiğiniz kedi dillerinin üstüne iki katmanda koyun, katmanların arasına benmari ile erittiğiniz çikolatayı gezdirin.
-Buzdolabında bir gün evvel veyahut 4-5 saat boyunca soğuttuğunuz tiramisuyu servis ederken, üzerine tel süzgeçten geçirilmiş kakaoyu serpin.
1 Mari usulü için not: Orta ateşte suyu kaynatın. Üstte bir süzgeç kabın içerisine çikolata parçalarını koyun. Kaynayan su, buharı ile birlikte üstteki kap içerisindeki çikolatanın erimesini sağlayacaktır.