Kaos GL Derneği’nin 2018 yılından beri yürüttüğü sözlü tarih çalışmasının ürünü olan “Patikalar: Resmi Tarihe Çentik” kitabı yayınlandı. Derneğin, LGBTİ+ hak savunucularının hayat hikayelerini merkeze alan sözlü tarih çalışması kapsamında bir “ara durak” olan kitapta LGBTİ+ hak savunucularının hayat hikayelerinden pasajlar yer alıyor.
İnsan en çok neyi özler?
90’lar ve 2000’lerin başında Kaos GL ve Lambdaistanbul’la yolları kesişen 17 kişinin hikâyesine yer verilen kitabı Yıldız Tar yayına hazırlamış. Sözlü tarih ekibinde ise Yıldız Tar ile birlikte Semih Varol ve Umut Güven yer alıyor. Düzelti ve son okumaları gerçekleştiren Karin Karakaşlı, aynı zamanda kitabın önsözüne imza atan isim. Karakaşlı, “İnsan en çok neyi özler?” başlıklı yazısında toplum hafızasındaki ezber söylemleri yıkmak için biricik insan hikâyelerine, “çatlaktan sızan hakikate” bakmak gerektiğini belirterek kitabın tam da bu işi yaptığını söylüyor.
Önsözün son paragrafında “Muhalifim derken faşizmi yeniden üretenler için tokattır bu kitap” diyen karakaşlı, nefret dilinden en çok çekmiş, hedef gösterilmiş, sokak ortasında öldürülmüşlerin “zerre serzenişte bulunmamış” olmalarını sahip çıkılmamışların insanın her hâlini anlamalarına bağlarken okuyucuyu kitaptaki hikâyelere “muhatap” olmaya davet ediyor.
“Kırık ve parçalı tarih güzeldir”
Bu sözlerse kitabı yayına hazırlayan Yıldız Tar’ın kaleme aldığı Giriş bölümünün başlığı. Sözlü tarih için yola çıkarken, hedeflerinin tekil ve kişisel hikâyeler arasında köprü kurmak olduğunu belirten Tar, köprüler inşa ederek kişisel hafızadan kolektif olana varmayı amaçladıklarını ancak yolda kişisel olan ile kolektif olan arasındaki sınırın bulanıklaştığını, sınırın kaotik bir hale bürünmesiyle birlikte köprü metaforundan da uzaklaştıklarını anlatıyor.
“Köprüler, duygusal bağlara dönüştü. Duygular, rasyonel olanın alanına göz dikti ve o alanı geri kazandı” diyen Tar, “Peki bu nasıl oldu?” sorusunun yanıtıyla devam ettiği yazısında heteronormativitenin parçaladığı lubunya tarihini bir araya getirmenin yolunun 25 yılın izlerine bakmaktan geçtiğini farkettiklerini belirtiyor. Bu aşamada gündeme gelen arşiv sorununu ise arşivi ve tarihi duygulanımsal bir süreç olarak ele alarak aştıklarını anlatan Yıldız Tar, bu sebeple sözlü tarih yöntemini tercih ederek hayat hikâyelerine odaklandıklarını belirtiyor.
Bu sorular ve arayışların ürünü olarak ortaya çıkan Patikalar kitabının, devam eden sözlü tarih çalışmasında sadece bir durak olduğunu ifade eden Tar, kitabın içeriğine ilişkin olarak da şu bilgileri paylaşıyor:
“Bu kitabı okumaya, istediğiniz sayfadan başlayabilirsiniz. Her bir pasajda size seslenecek, sesine ortak olabileceğiniz bir hikâye ile karşılaşacaksınız. Kitapta 90’lar ve 2000’lerin başında Kaos GL ve Lambdaistanbul’la yolları kesişen 17 kişinin hikâyesi yer alıyor. Çalışmamızı ilk etapta 90’larda benzer dönemlerde kurulan ve hâlâ çalışmalarını sürdüren bu iki örgütle sınırlı tuttuk, ancak ilerleyen süreçte daha da genişletmeyi umuyoruz.
Bu kitap ile LGBTİ+ hareketinin tarihini anlatma gibi bir gayemiz yok. Bir kitabın kısıtlılıklarının farkındayız. Bu kitap o tarihi yaşayan kişilerin hafızalarından süzülen bir hikâyeler bütünü. Önümüzdeki dönemde çalışmayı çeşitlendirmek, ses veremediğimiz, ulaşamadığımız kişilere ulaşmak ve yeni video, söyleşi ve kitaplarla hafıza yolculuğumuzu sürdürmek niyetindeyiz.
Görüşmeleri söyleşiler şeklinde yayınlamak yerine tematik bölümlere ayırmayı tercih ettik. Bu sayede kırık ve parçalı tarihe hak ettiği değeri geri vermeyi umut ediyoruz. Görüşmecilerimizin hikâyelerinin arasına dış ses olarak girmemek de bir diğer tercihimizdi. Sizi görüşmecilerimizle tamamen baş başa bırakmak istedik.”