Kosta Kortidis’in yolladığı notla, heyecanlandım.
Heyecanlanmak ne kelime yerimde duramaz, kabıma kacağıma sığamaz oldum bir anda.
“Bayanlar Baylar Dario Moreno’yu tamamlamak üzereyim.
Teksti bu gece sana iletmiş olacağım. İlk ve sadece sana… bir izlenim yazısı hakkımdır, sanırım. Sevgiler...”
Ve saatler sonra, Kosta Kortidis’in yirmi yedinci piyesi, tam da takvimler 27 Mart 2024’ü gösterirken önümdeydi.
“Bayanlar Baylar Dario Moreno”
Heyecanla dosyayı açtım. Daha ilk satırları okurken, değerli dostumun sesini duyar gibi oldum:
“2015 yılında ‘Malulen’i yönettim. İsmail İncekara, ben ve Alptekin Serdengecti başroldeydik. Orada Moreno’dan da bahsediyordum. Hatırlıyorum, bir oyunda, onun yer aldığı bölümde o kadar duygulandım ki, birden kendimi tutamayıp, ağlamaya başladım. Sanki Moreno karşımda bana gülümsüyordu tüm sevimliliği ile. ‘Sil gözyaşlarını, haydi gül’ diye fısıldadı adeta, duydum. Oyunda doğaçlama yaparım ben, işte tam da o sahnede Moreno için ‘ Nasılsa on sene sonra kendi gelir oynar ,’ dedim. İşte, dokuz yıl geçmiş bile.”
Hep söylediğim gibi, Kosta Kortidis’in hemen tüm piyeslerini okumuş, okurken notlar almış, satır altlarını çizmiş, çok şey öğrenmiş biriyim. Hatta, itiraf edeyim, yakın gelecekte ‘bir Kosta Kortidis nehir söyleşi kitabı’ yapma hayalim de var.
Geçmişten, yarından, bugünden hayata sızan, sedası zamana yayılan ( klişe değil, karaktere dönüşmüş ) kahramanlar yarattı hep. Ayrı dünyalarda gibi olsak da, birbirimizle hiç konuşmamış olsak da baş başa, bir arada olduğumuz nice kahraman. Apolllonia Scorpioni, Mahfiruz, Eleni Fotiadu, Yaniv, Fehim Miftah Türap, Auguste Rodin, Alber, Barış Manço, Maia Pleone Camille Claudel, Rose Beuret, Despina, Payidar, Kösem Sultan, Moris Orfanos, Sultan Mustafa, Ömer Seyfettin, Manol, Habibe, Civciv Ağa, Amy Winehouse, Ted Buddy, Blake Fielder, Yahya Galip, Pedro Sicilianno şu an ilk aklıma gelenler.
Kosta Kortidis yaşamın, hüznün baladlarını katar yazdığı piyeslere. Hayatın çemberin dışına attığı, zamana hapsolup kalmış, gölgesiyle hiçleşen insanlara kan, ruh, can verir yeniden. Sahici olanla hayali harmanlayıp, okuru/izleyiciyi gerçeküstüne taşır bir anda. Ruhlarımızı iyi duygularla yıkar…tiyatro sahnesinde, tiyatro edebiyatımızda taş üstüne taş koyanlardan biridir, Ege’nin yeşil mavi suyuyla çelikleştirdiği Şık Manol’ü nasıl unurum şimdi ya, Sultan Mustafa’yı, o saldırgan Cavuş’u, gözyaşlarını yüreğine akıtan Kosta’ları, Memet’leri…
Biliyorum, tekrar olacak ama, ülkemizin tiyatro tarihine yazar, oyuncu, yönetmen, eğitmen olarak öyle çok şey katmış bir sanatçı ki Kosta Kortidis; kabuklaşmış eskilerin üstünden sıyrılmış, dahası ufuksuz, dipsiz bir okyanus olarak, tanımlıyorum ben onu.
Zor, bol tuzaklı metinlerde alabildiğince yalın, doğal, denetimli, etkili bir yazardır aynı zamanda.
Hani bazı piyesler vardır, okuduğunuz ya da izlediğiniz vakit onu adeta yaşarsınız, perde iner, kitap biter… ama anlatılanların tesiri hiç azalmaz. Ve yine tekstler vardır yıllarca kalbinizin, beyninizin bir yerinde sizinle birlikte sürüklenip, durur.
Seyri, okuması keyifli, belli bir öz, anlatım, yansıtma uyumu sağlamış onca eserin sahibi Kosta Kortidis ” Bayanlar Baylar Dario Moreno” ile de yazarlık sanatının doruğunda, tiyatromuza yeni ve bambaşka lezzette duyarlıklar sunmuş.
Kaleme aldığı, yirmi yedinci piyesiyle bir defa daha yepyeni bir dünya kurmuş Kosta Kortidis. Tanıdık, bildik biyografik oyunların çok ötesinde bir eser, hayatta karşılığı olan kahramanlar yaratmış. İşte:
Madam Rosa
Matmazel Ava
Yaniv Efendi
Alber Dinar
Dario Moreno
Maia Pleone
Mülayim Bozoğlu
Orhan Veli
Okurken, nasıl anlatsam hem anlatılan olayların içindeydim, her şeyi o insanlarla beraber yaşadım, hem de herkesi, her şeyi uzaktan izledim. Dario Moreno şarkılarına eşlik ettim mesela. Ve birden o radyo haberiyle irkildim :
“Muhterem dinleyicilerimiz büyük sanatkâr Dario Moreno bu sabah geçirdiği ağır kriz
neticesinde bilinci kapalı şekilde ağır koma halinde bulunmaktadır…”
Özetle, Kosta Kortidis, tiyatro yazınımıza yepyeni bir eser daha kazandırdı. Ve daha önce de belirttiğim gibi, bu teksti ilk okuyan kişi olma onurunu bana bağışladı. Kendisine müteşekkirim. Ve tabii, Habibe Kortidis’e de. Çünkü Kosta bu eserini şu sözlerle eşine ithaf etmiş :
“Bir zamanların rüyasını senin sayende gerçek kıldığım için…”