Bir şehri, kasabayı, köyü severseniz hep ondan söz etmek istersiniz. Ben de size eski Bodrum ile şimdiki Bodrum‘u anlatmak istiyorum. Böyle kıyaslamalar, “Bizim zamanımızda,” diye başlar hep… İşte, 34 sene evveli, Bodrum’daki ilk evimiz Yalıkavak’taydı. Dış duvarları yerden çatıya kadar mor begonvillerle kaplı, neredeyse denizin üzerinde yapılmış gibi iki katlı bir…
Hakkımızda
Değerli Mesele dostu,
Basılı yayın hayatına Aralık 2016 itibarıyla son veren Mesele Dergisi, 1 Ocak 2017’den bu yana mesele121.org adresinde yayınına devam ediyor.
Neden mesele121?
Çünkü 10 yıl boyunca kesintisiz her ay yayınlanan Mesele 120. sayısı ile matbaalara veda etti ve internet 121. sayımız oldu.
Mesele’de amacımız kitaplar üzerinden Türkiye’yi ve dünyayı tartışmak ama sadece kitapla sınırlamıyoruz tabii ki…
Öncelikle “Sözümüz” var. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa yayıncılık yapmanın da anlamı kalmıyor…
Sizin sözünüz de bizim için çok değerli… Hakemli dergi olmasak da belli kriterlerimiz var. [email protected] adresine gönderdiğiniz tüm yazıları okuyoruz, değerlendiriyoruz.
Bugünkü konumuz, klasik müzik tarihinin gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olan Alman Ludwig van Beethoven’in yapısı da garip, hikâyesi de garip, ama yine de çok bilinen bir bestesi.
Ülkemizde ilk internet girişimini gerçekleştiren, parmaklarında birçok marifeti olan, bıkmadan, usanmadan, istikralı üretimleri, projeleri olan Elif Dağdeviren ile online bir söyleşi gerçekleştirdik. Yoğunluğuna rağmen zaman ayırdığı için teşekkür ederim. Faydalandığım bir söyleşi oldu.
“6-7 Eylül kolektif bir çalışmadır. İstihbarat örgütü devrededir. Hükümet, en iyi niyetli yorumla, protesto gösterilerinden medet ummaktadır. Hükümetçe himaye edilen bazı gruplar, kışkırtmaya yönelik rol üstlenmiş, sokaklarda gösteri ve şiddete göz yumulmuş, olaylara zamanında ve gerektiği gibi müdahale edilmemiş, gayrimüslim vatandaşların can ve mal güvenliği korunamamıştır. Türk basınının bazı yayın organları…
Ayakkabı ustası Dragomir bir masanın altını kiralamış, oraya bir güzel kurulmuş, aşını pişirmekte, şarkısını çığırmakta, ayakkabıları fırçalamaktadır. Kelimenin tam anlamıyla bir “kaçak”tır. Hem de kâğıtları olmayan bir kaçak!
Kısacık roman girişleri, oldum olası, beni her zaman kendisine çeker. Amerikalı roman yazarı Truman Capote de, artık kendi adını aşmış olan kısacık romanı “Tiffany’de Kahvaltı”ya, “Geçmişte yaşadığım semtler ve evler beni hep kendilerine çeker” diye kısa bir girişle başlar. Romanın anlatıcısı bu girişle hikâyesine başlarken siz de romana adım atarsınız.
Bir Walter gelir, bir Walter geçer. Derken, hiç beklemediğimiz anda bir başka Walter karşımıza çıkar. Walter’lar sinema, edebiyat ve sanatın birçok türünde hayatımıza dokunur. Sayıları sandığımızdan daha fazladır. Hepsi bir görünüp bir kaybolmaktadır, sanki bize bir şey anlatmanın peşindedirler.
İngiliz romancı Louis de Bernieres’in 2.Dünya Savaşı yıllarına ait bir aşk masalı olan romanı “Yüzbaşı…
Geçen hafta köyümüzde yazları birkaç ay yaşayan bizim gibi “dışarlıklı” bir komşumuzdan gelen “Köy Muhtarı ve azaları ile…
USTALARA SAYGI
ÇİZGİLİK
Kaçırmayın!
dergilik
Kaos GL Dergisi’nin Temmuz-Ağustos 2024 sayısı “Uluslararası Ahval” dosya konusuyla yayınlandı. Derginin editör yazısında dosyanın…
DİSK üyesi Birleşik Metal-İş tarafından çıkarılan üç aylık bilimsel hakemli dergi Çalışma ve Toplum‘un 82. sayısı…
Praksis dergisinin 1 Ocak 2025’te yayınlanacak olan 67’nci sayısı için çağrı metni yayımlandı. Sayı editörlüğünü…
Sosyal Medya
Yazar Mesele 121 View all posts
Bihter Hanım sevgiyle büyütülmüş bütün canlılar gibi kendine güvenli, başkalarıyla eşit ilişki kuran, sınırları olan…