Ortaçağın ve Barok dönemin şölenleri, kamusallıktan ciddi anlamda uzaktır. Halk-avam tabakası dışarıda tutulur, onlar kendi aralarında eşek şakaları yapar, asiller enfiye çekip onları uzaktan seyreder. J.Habermas‘dan okursak, zamanla, “Turnuvalar, dans ve tiyatro kamusal alanlardan parklara, caddelerden sarayların salonlarına çekilir.” Henüz monarkla ve asilzadeyle yüzleşmemiş burjuva ise eğlencesini, sosyal davetlerle kendi evinde…
Hakkımızda
Değerli Mesele dostu,
Basılı yayın hayatına Aralık 2016 itibarıyla son veren Mesele Dergisi, 1 Ocak 2017’den bu yana mesele121.org adresinde yayınına devam ediyor.
Neden mesele121?
Çünkü 10 yıl boyunca kesintisiz her ay yayınlanan Mesele 120. sayısı ile matbaalara veda etti ve internet 121. sayımız oldu.
Mesele’de amacımız kitaplar üzerinden Türkiye’yi ve dünyayı tartışmak ama sadece kitapla sınırlamıyoruz tabii ki…
Öncelikle “Sözümüz” var. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa yayıncılık yapmanın da anlamı kalmıyor…
Sizin sözünüz de bizim için çok değerli… Hakemli dergi olmasak da belli kriterlerimiz var. [email protected] adresine gönderdiğiniz tüm yazıları okuyoruz, değerlendiriyoruz.
Çok değil, birkaç gün sonra anneler günü. Aslında söylenecek hemen her şeyi iki sanatçı, iki anne, kızlarına o kadar güzel anlatmışlar ki, ben şimdi ne söylesem bir değil, bin eksik kalmaya yazgılı…
Geçen haftaki sunumumda “Sanırım gelmiş geçmiş tüm ünlü kemancı “Dört Mevsim”i yorumlamıştır” demiştim ama Alman/İngiliz besteci ve piyanist Max Richter’in yorumu bu kapsama girmez.
Anneler Günü geleneğinin Antik Yunan Mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivalinden kaynaklandığı ve Antik Romalıların da ilkbaharları ana tanrıça Kibele onuruna yapılan kutlamalarla başladığı ileri sürülmekte.
Orhan Pamuk’un romanlarındaki ‘kaza’ takıntısı gibi, Hasan Ali Toptaş’ın da Gölgesizler’den bu yana neredeyse her çalışmasında ‘kayıplar’ var. Buna, okuru da kendisi de alışmış, kimsenin bir diyeceği yok, benim de yok; hatta yan hikâyeleri de bıktırmadan kolajladığını ve bu yüzden hakkını teslim etmek gerektiğinin altını bir kez daha çizmeliyim burada.
“Stiller farklı olabilir, önemli olan bu farklı stilleri bütünlüklü ve iyi şekilde ortaya koymak” diyen Serkan Özyılmaz, Bach ve Mozart gibi klasik dönemin büyük ustalarından, Oscar Peterson ve Cecil Taylor gibi efsanelere uzanan müzikal keşif yolculuğunda kendi özgün tarzını oluşturmuş.
Yılın en iddialı komedi filmlerinden “Çingene Kızı Zeugma” 10 Mayıs’ta vizyona giriyor. Çekimleri Gaziantep’te tamamlanan, yapımcılığını Zen Yapım ve İbrahim Akbaba’nın, yönetmenliğini Kamil Çetin’in üstlendiği; Cavidan Balcı’nın senaryosunu yazdığı Çingene Kızı Zeugma filminin konusu şaşırtıcı temalar üzerine kurulu.
Aşağıda okuyacaklarınız tiyatroyla içli dışlı birkaç kişinin izledikleri bir oyun sonrası birbirlerine ve oyuna sordukları…
Çok değil, birkaç gün sonra anneler günü. Aslında söylenecek hemen her şeyi iki sanatçı, iki anne, kızlarına o…
USTALARA SAYGI
Kaçırmayın!
dergilik
Praksis dergisinin 1 Ocak 2025’te yayınlanacak olan 67’nci sayısı için çağrı metni yayımlandı. Sayı editörlüğünü…
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün hakemli ve uluslararası akademik dergisi olan YILLIK’ın beşinci sayısı basılı ve çevrimiçi ortamda…
Elektronik ortamda yayın hayatına devam edeceğini duyuran Express Dergisi’nin ilk sayısı “‘Biz’ ve gelecek” yayımlandı.
Sosyal Medya
Yazar Mesele 121 View all posts
Yazar Mesele 121 View all posts
Yazar Mesele 121 View all posts
Yazar Mesele 121 View all posts
Yazar Mesele 121 View all posts
Yazar Mesele 121 View all posts
Bihter Hanım sevgiyle büyütülmüş bütün canlılar gibi kendine güvenli, başkalarıyla eşit ilişki kuran, sınırları olan…