Vakit emperyalistlere ve de onun yeryüzündeki her ülkede egemen olan işbirlikçilerine karşı mazlum ülkelerin ve halkların birliğini sağlamak, bu konudaki söylemini oluşturmaktır. Bugün için sınırlardan başlayarak içe doğru daraltılan ateşten bir çemberin ve toplu öldürmenin içinde bulunan Iraklılara, Suriyelilere, Filistinlilere ve (ne yazık ki) Kürtlere sahip çıkmamız gerekiyor.
Hakkımızda
Değerli Mesele dostu,
Basılı yayın hayatına Aralık 2016 itibarıyla son veren Mesele Dergisi, 1 Ocak 2017’den bu yana mesele121.org adresinde yayınına devam ediyor.
Neden mesele121?
Çünkü 10 yıl boyunca kesintisiz her ay yayınlanan Mesele 120. sayısı ile matbaalara veda etti ve internet 121. sayımız oldu.
Mesele’de amacımız kitaplar üzerinden Türkiye’yi ve dünyayı tartışmak ama sadece kitapla sınırlamıyoruz tabii ki…
Öncelikle “Sözümüz” var. Söyleyecek bir şeyiniz yoksa yayıncılık yapmanın da anlamı kalmıyor…
Sizin sözünüz de bizim için çok değerli… Hakemli dergi olmasak da belli kriterlerimiz var. [email protected] adresine gönderdiğiniz tüm yazıları okuyoruz, değerlendiriyoruz.
İstanbul’un caz kulüplerinden birinin samimi atmosferinde, mikrofona doğru yaklaşan müzisyen ve performans sanatçısı Çağıl Kaya’nın gözlerindeki parıltı ve sesindeki duygu tüm salonu sarıyor. Vücut dili adeta bir mıknatıs gibi izleyicileri kendi dünyasına çekerek her notayla bir hikaye anlatıyor.
Yönetmen Kemal Başar ile “Söz Veriyorum” ve yine Yönetmen / Oyuncu Kemal Başar ile iki gün önce, “Cyrano Rock” adlı oyunla tanıştım. Kemal Başar oyuncu ve yönetmen olarak, yurtiçi ve yurtdışında defalarca onaylanmış başarıları, pek çok ‘ilk’e attığı imzalarla çok değerli, gerçek bir duayendir.
1906-1975 yılları arasında yaşamış olan Rus (Sovyet) besteci Dmitri Dmitriyevich Shostakovich, SSCB Yüksek Sovyet Milletvekili ve Lenin Nişanı sahibiydi. Çalışmalarında klasik müzikten caza kadar çeşitli müzik tekniklerini bir araya getirerek hibrit sesler geliştiren bu çağdaş bestecinin 1957 yılında bestelediği 11. Senfonisi, klasik müzikte başkaldırı, protest, özgürlük türündeki bestelerde başı çekenler arasındadır.
Yazar, oyuncu Kübra Karatepe’yi “Kuşları Bile Vurdular” oyunundaki başarısı, mükemmel üstü yorumuyla tanıdım. Hayran kaldım. Son derece tuzaklı bir hikâyede yazar ve oyuncu olarak nesnel kalmayı başarmış, belleklerde uzun yıllar yaşayacak bir karaktere imza atmıştı.
Etkilendiğim filmleri müzik dinler gibi bir daha bir daha seyrederim. Bu yazımda bahsedeceğim 1981 yapımı “Andre ile Akşam Yemeği” filmi de bunlardan biri. İlişkilerimiz hakkında düşündürten, sorgulatan bir film. Para mı en önemli şey! Birbirimizle ne kadar kendimiz olarak ilişki içindeyiz? Aşk, ölmeyi düşündüğümüz sırada hayata bağlamak için mi kapımızı çalar?
Uzun zamandan sonra tekrar gittiğim Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin ağaçlıklı ve masaların nerede ise hiç boş kalmadığı kafe kısmında ağaç ve duvar diplerinin betonumsu bir harçla kapatılmış olduğunu fark ettim. Sebebi üzerine düşünürken, bir yandan da, bahçede hiç kedi olmadığı gözüme çarptı.
Hayatımdaki öğretmenlerimden en çok ilkokuldaki öğretmenini sevmişimdir. İsrail’den döndüğümüzde on iki yaşındaydım. Altıncı sınıfa gitmem…
Uzun zamandan sonra tekrar gittiğim Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin ağaçlıklı ve masaların nerede ise hiç boş kalmadığı kafe…
USTALARA SAYGI
Kaçırmayın!
dergilik
Praksis dergisinin 1 Ocak 2025’te yayınlanacak olan 67’nci sayısı için çağrı metni yayımlandı. Sayı editörlüğünü…
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün hakemli ve uluslararası akademik dergisi olan YILLIK’ın beşinci sayısı basılı ve çevrimiçi ortamda…
Elektronik ortamda yayın hayatına devam edeceğini duyuran Express Dergisi’nin ilk sayısı “‘Biz’ ve gelecek” yayımlandı.
Sosyal Medya
Bihter Hanım sevgiyle büyütülmüş bütün canlılar gibi kendine güvenli, başkalarıyla eşit ilişki kuran, sınırları olan…