Müjgân’dı adı; genç ve güzel, diş hekimi bir kadın… Enver ismiyle, karşısına boşanma dilekçesini zorla imzalatmak için zalimce çıkan bir kocası vardı; biz oradaydık, hep gördük, tanık olduk. Müjgân’ı hayatının karanlık bir izbesinde en ıssız kaldığı vakit acımasızca, onursuzca bırakıp giden bir erkek…
Müjgân, Bestenigâr Yokuşu’nda, elleri kanlı ve neredeyse bilincini yitirmiş vaziyette bulundu.
Doksan sekiz gün yedi saat bir karanlık izbede, dahası bir dolapta kilitli kalmıştı.
Arif K. isimli bir seri katil tarafından tecavüze uğradı burada, işkence gördü, öldüresiye dövüldü; hayatta kalmayı öyle böyle başardı. Arif K. genç kadını sapıkça zevk anlarında ısırıyor, köpek dişleriyle derisinde kan çıkana kadar vampir gibi işkencesini sürdürüyordu.
Tecavüzcüsü güya Müjgân’a âşıktı; bütün bu işkence bu sapık tutkudan kaynaklıydı. Müjgân, yoksa, Arif K.’nın daha önce öldürüp bahçesine gömdüğü altıncı kadın mı olacaktı?
Müjgân nasıl olduysa kurtulduğu gün Arif K.’yı alt edip, diş hekimi olduğunu ona kanıtlayacak biçimde, tüm dişlerini tek tek söktü; bir daha hiçbir kadına bunu yapamasın diye… Onu 98 gün 7 saat kapalı kaldığı dolaba kitleyip çıktı, gitti…
Biz Müjgân’ı seri katilin öteden beri peşinde olan Emniyet’in Cinayet Masası’ndaki mesleğinde mahir, genç ve yakışıklı, ayrıca pek nüktedan ve zeki komiser Oktay’ın, onu konuşturmak için çağrılmış Adli Tıp’ın psikoloğu Fuat’la bu davayı çözmek uğruna uğraştığı sırada tanıdık.
Müjgân’ı tek perdelik, 75 dakika süren, soluk soluğa heyecanla izlenen ve Kara Mizah kurgusuyla yazılmış bir oyunda izleriz.
Müjgân, günümüzde kadın cinayetleri ve tacizlerin artış gösterdiği bir toplumsal gerçeğe ait örnek olarak tiyatroda yerini alır. Oyundaki kara mizahın mizah tonu, biraz Amerikanvâri dedektif havasında oyununu çıkaran komiser Oktay’la, Müjgân’ın güzelliği karşısında eli ayağına dolaşan Fuat arasındaki diyaloglarda görülür; Müjgân mizahın kara tarafındadır. Âdeta Yunan tragedyalarının açık havadaki antik tiyatrolarda esen rüzgârını bir küçük salona taşır.
Devrim Pınar Gürbüzoğlu’nun kaleminden çıkmış metniyle sahneye konulan bu oyun bittiğinde Müjgân çok katmanlı bir hikâyenin anlatıcısı olarak alkış alacaktır; seyircinin katharsis yaşadığı ân işte burasıdır. Oyun arkadaşlarıyla birlikte defalarca BİS yapmak üzere sahne gerisinden öne gelip alkışlanırlar…
İşte bütün bunlar; Arif K’nın tüm dişlerini avucunda misket taneleri gibi dökerek bize nasıl onları tek tek çektiğini kanıtlayan, elleri de o yüzden kanlı kalmış Müjgân’ın yaşadıkları, İstanbul’un Kadıköyü’nde Acıbadem Caddesi üzerinde bir apartmanın bahçe katındaki küçük oda tiyatrosunda gösterilir.
Think House adıyla kurumsal faaliyet gösteren bir oluşumun çatısı altındaki oda tiyatrosunda, oranın kurulduğu 2020’den beri müthiş şeyler oluyor; tiyatro, sanat ve kültür adına çok değerli ürünler sunuluyor.
İstanbul’un, bildiğimizce altmış civarındaki tiyatrosundan birisi işte oradadır ve gerçekleştirilen diğer etkinliklerle birlikte haftanın her günü bir şenliğe kapılarını açar.
Bir apartman kompleksindeki bahçe katına bakan 100 metrekarelik bir dükkânı gündüzleri toplantı ve söyleşi alanı amacıyla, hatta en azından kafe olarak değerlendiren Think House’da izlenen bu oyun, başka sahnelere de misafir olarak gitmektedir; turnesi bol bir oyundur.
Tuba Akkaya ve Fırat Devecioğlu çiftinin gözü pek cesaretleriyle kurulmuş Think House’un repertuarında yer alan Bestenigâr Yokuşu başlıklı oyunun koreografisini üstlenen Ayşe Günyüz Demirci ile oyunun asistanı Zübeyde Yüksek alkışımızı da hak ediyorlar, elbette…
Bıçkın komiseri canlandıran, geçen yıl izlediğimiz Einstein Kumpanyası oyunundan tanıdığımız Bahadır Karaca’yı; psikoloğu, efektlerin değişmesiyle hem Enver’i hem de Arif K’yı canlandıran, oyunu da ustaca yöneten Hasan Demirci’yi; Müjgân’a ruh veren muhteşem oyunuyla Nazan Demir’i alkışlamak üzere gelecek tiyatroseverlere, İstanbul’un ulaşımı kolay bir adresinde Think House kapılarını sessiz sedasız açmaktadır.
Attilâ İlhan’ın 3 Fidan için yazdığı “O mahur beste çalar Müjgân’la ben ağlaşırız!” dizesini, oyundan çıkarken, Ahmet Kaya’nın seslendirdiği gibi tekrarlaması da size kalır.
Oyundaki komiser-psikolog mizahına tebessüm ederken, günümüzün acı gerçekliği olarak bildiğimiz gibi, tacize-tecavüze-cinayete kurban giden tüm kadınları temsilen Müjgân’a ruhunuzda biraz da gözyaşı dökersiniz.
Kirpikleriniz de ıslanır belki…
Zaten Müjgân da Farsçada KİRPİK demektir.