Bir grup sivil toplum kuruluşu, akademisyen, yazar, sanatçı, görevden alınan ve tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mzıraklı’nın serbest bırakılması çağrısı yaptı. Ortak açıklamada Mzıraklı’nın görevden alınmasının Anayasal suç olduğu savunuldu.
Aralarında Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Barosu İHD Diyarbakır Şubesi, TİHV Diyarbakır Temsilciliği, Hak İnisiyatifi Diyarbakır Şubesi, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyonu, KESK Diyarbakır Şubeleri ile DİSK Diyarbakır Şubesi’nin bulunduğu sivil toplum kuruluşları, Selçuk Mızraklı’ya destek amacıyla ortak açıklama yaptı.
Pazartesi görülecek dava öncesinde yapılan açıklamayı Tabip Odası Başkanı Şerif Demir okudu. Demir, Mızraklı’nın yüzde 63 oy alarak seçildiğini belirterek, somut gerekçe olmadan tutuklandığını savundu. Mızraklı’nın serbest bırakılması çağrısı yapan Demir, “Somut ve inandırıcı hiçbir gerekçe ortaya konulmadan yapılan keyfi tutuklamalar ve kayyum uygulamaları ve totaliter rejimlerde görülen seçme-seçilme hakkı gaspı uygulamalarını çağ dışı ve antidemokratik buluyoruz. Ülkemizde toplumsal sağlığımızın ancak barış içerisinde bir arada yaşayacağımız demokratik bir ortamın oluşması ile gerçekleşebileceği bilinciyle tek adam rejimi uygulamalarına hiçbir şekilde boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Demokrasi ve İnsan Hakları mücadelesi yürüten Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi seçilmiş Eşbaşkanı Dr. Selçuk Mızraklı’nın serbest bırakılması, serbest kaldıktan sonra da hekim duyarlılığı ile yerine getireceğinden kuşku duymadığımız Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlığı görevine iadesinin sağlanmasını ülkemiz demokrasisi ve adaleti için yaşamsal değerde buluyoruz” dedi.
Mızraklı’ya bir destek te bir grup aydından geldi. Aralarında Akın Birdal, Aydın Engin, Ayşe Hür, Baskın Oran, Ercan Kanar, Eşber Yağmurdereli, Fatma Gök, Ferhat Tunç, Fikret Başkaya, Gençay Gürsoy, Hüsnü Öndül, İsmail Beşikçi, Levent Tüzel, Mehveş Evin, Nesrin Nas, Onur Hamzaoğlu, Oya Baydar, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ragıp Zarakolu, Rıza Türmen, Semra Somersan, Şanar Yurdatapan gibi isimlerin olduğu grup ortak açıklama yaparak Mızraklı’nın serbest bırakılmasını istedi.
Grup adına konuşan Prof. Dr. Baskın Oran, kayyum uygulamasının Anayasal suç olduğunu savundu. Oran, “Atama”, “görevden alma”, “kayyım” gibi hukuksal kavramların arkasına saklanılarak gerçekleştirilen bu hukuk dışı siyasal tasfiye operasyonu, her şeyden önce seçme ve seçilme hakkını hedef alan, Anayasal suç niteliği taşıyan siyasal bir darbe türüdür. Birbirini takip eden iki seçim döneminde seçilen başkanların, her iki seçim sonrasında da görevden alınmaları, usul dışı ya da sahte deliller kullanılarak tutuklanmaları, belediyelerin siyasi iktidara devlet zoru kullanılarak teslim edilmeleri, seçimler yaklaşırken iktidar sözcülerinin “kayyım atarız” şeklinde tehditleri bu darbenin önceden planlandığını göstermiştir” diye konuştu.
İddianamedeki suçlamaların hiçbir kanıta dayanmadığını söyleyen Oran, konuşmasını şöyle tamamladı; “Biçimsel demokrasinin en temel ilkelerinin dahi açıktan ve bu kadar açık biçimde çiğnenmesi; bizzat iktidar tarafından tabulaştırılmış seçim sandıklarından çıkan istenmedik sonuçların işine gelmediği zaman çöpe atılması; sokaklarda, meydanlarda savunulamayan demokrasinin seçim sandıklarında korunamayacağını göstermektedir. Seçilenler görevlerine iade edilinceye kadar kayyımlara ve tutuklamalara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Selçuk Mızraklı, 19 Ağustos’ta görevden alındıktan sonra 22 Ekim’de tutuklanmıştı. Mızraklı hakkında, “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla yürütülen soruşturmada 7.5 ile 15 yıl arası değişen hapis istemiyle dava açıldı. Savcının Mızraklı hakkında ilk duruşmada mütalaa vermeyerek, ikinci duruşmadan bir hafta önce mütalaa vermesi tepkilere neden olmuştu..