Kaba dikişler, çarpıcı imgeler ve canlı renklerle; çoğu zaman yitirdikleri çocuklarının giysilerini de kullanarak işledikleri “arpilleralar”, Şilili kadınlar için Pinochet diktatörlüğünü anlatmanın, sansüre direnmenin ve yas tutmanın yolu oldu.
Anılar parmaklarımızın arasından kayarak gerçek ile kurgu arasında bir yere yerleşirler. Los Angeles’ta bulunan Museum of Latin American Art’ta (MOLAA) sergilenen arpilleralar -çuval bezi üzerine dikilen küçük geleneksel yorganlar- tarafından aktarılan korkusuz direniş, Şili’deki gaddar askeri diktatörlüğün (1973-1990) anılarını yorumlamaya gerek bırakmıyor. Küratörlüğünü MOLAA’nın eğitim müdürü Gabriela Martinez’in üstlendiği Arte, Mujer y Memoria: Arpilleras from Chile’de, çoğu anonim kadın sanatçılar tarafından üretilen ve Augusto Pinochet’in 17 yıllık diktatörlüğünü betimleyen 30 arpillera sergileniyor.
11 Eylül 1973’te Şili’nin demokratik yolla seçilmiş başkanı Salvador Allende, CIA’in desteklediği Şili ordusu tarafından devrildikten sonra, 1990’a dek başkanlığı yürütüp 1998’e dek orduyu denetiminde tutan Augusto Pinochet’in yönetimi altında, neredeyse yirmi yıl sürecek bir politik zulüm dönemi başladı. Pinochet askeri yönetimi, ekonomik krizi ve toplumsal huzursuzluğu ileri sürerek, sosyal programları feshetti, anayasayı askıya aldı ve hain olarak gördüğü Şili vatandaşlarına şiddet uygulamaya girişti. Pinochet yönetiminde, uzun saçlı erkekler herkesin önünde tıraş ediliyor, muhalif bulunan kitaplar yasaklanıyordu. Ülkenin yüzde 60’ı açlıkla mücadele ediyordu. Üç binden fazla Şilili “yok edilmiş, on binlercesi kaçırılmış ve işkenceye uğramıştı.
Geride kalan kadınlar -ki çoğu öldürülenlerin anneleriydi- adalet istemek için protesto eylemlerinde ve sanat etkinliklerinde bir araya geldiler. Şilili yazar Marjorie Augosin, bu kadınların birbirleriyle hastanelerde ve morglarda sevdiklerini ararken karşılaştıklarında birbirlerini hemen tanıdıklarını anlatıyor. Anthony Rauld’un Arte, Mujer y Memoria’da yer verilen belgeseli Common Thread (2019), sergiyi gezenleri kadınların askeri müdahalenin daha ikinci gününden itibaren örgütlemeye başladıkları direniş eylemleri hakkında bilgilendiriyor.
Common Thread (Film by Anthony Rauld) from Anthony Rauld on Vimeo.
Bu eylemlerden biri arpillera workshoplarının kurulmasıydı. Arpilleralar, Pinochet’in gaddar diktatörlüğünün gidişatını cesur renkler, kaba dikişler ve çarpıcı imgelerle, çoğu zaman yiten çocuklarının giysilerinin kumaşlarını da kullanarak anlatıyordu.
Yitenlerin çoğu erkek olduğu için kadınlar alternatif gelir kaynakları aramaya başladılar. Mart 1974’ten itibaren Pinochet rejimine tavır alan Şili Katolik Kilisesi, arpilleristalara hem malzeme ve toplanma yeri hem de ürettiklerini bütün dünyaya satabilmeleri için olanak sağladı. Pinochet daha sonra arpillerayı yasa dışı ilan ederek kadınları gizli çalışmaya zorladığında ise Kilise bu kez arpilleraları, hükümet birliklerinin ve polisin dokunamadığı diplomatik kargolar aracığıyla yurt dışına çıkardı. 1970’lerin sonuna gelindiğinde arpillera ciddi bir endüstri haline gelmişti.
Arte, Mujer y Memoria, kamu kuruluşlarının özelleştirilmesinden başlayarak binlerce sol sempatizanın yok edilmesine giden politik baskı sürecini tarih şeridi oluşturacak biçimde düzenlenmiş. Arpilleraların çoğunluğu, arpilleristaların eylemciliğini gösteren ve sergiyi gezenleri sokak protestolarının ortasına ya da toplantıların yapıldığı mutfak masalarına yerleştiren sahneleri betimliyordu. Arpilleralar, “Remembering Allende (Allende’yi anımsamak)” gibi Pinochet’ten önceki barış dolu zamanları anımsatan geçmiş ütopyaların görüntüleri ile, Şili Başkanlık Sarayı’nı alevler içinde gösteren, “The Bombing of La Moneda (La Moneda’nın bombalanması)” (1973) gibi distopya imgeleri arasında gidip geliyor. Diğerleri daha karamsar, gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş olan yitim duygusuyla dolu. “Question Mark at the Dinner Table (Yemek masasında soru işareti)” sevilen birinin rahatsız edici yokluğunu masadaki boş sandalyeyle aktarıyor. “They Dance Alone (Tek başına dans)” (1979) ölümün kültürel geleneklere etkisinin altını, Şilili kadınların, Şili’nin ulusal dansı Cueca’yı eşleri olmadan yapmasıyla çiziyor.
Bu serginin oluşum süreci de özünde bir kadın dayanışması gösterisiydi. Sürgündeki kadınların, Şilili kadınların seslerinin duyulmasını sağlamak için kurduğu bir örgüt olan MEMCH-LA (Movement for the Emancipation of the Chilean Woman-Los Angeles) yapıtlarını toplamaya başlayınca Arpilleristaların hareketi kıtaları aştı. Los Angeles’taki örgütün de bağlı olduğu MEMCH, Şili’deki en eski kadın topluluğu. Arpilleraları toplayarak, sergileyerek ve dağıtarak, MEMCH-LA, Şili Hükümeti tarafından boşa çıkarılıp Birleşik Devletler tarafından gözardı edilen bir amaca ışık tutmuş oldu. Arpilleralar, arpilleristaların diktatörlüğe direnişini dünyaya duyurup destek sağlarken, Şilili kadın eylemciler ve yurt dışındaki benzerlerinin arasındaki bağları da güçlendirdi. Arte, Mujer y Memoria’ya ödünç verdiği yapıtların dışında, MEMCH-LA, 2018’de de 49 arpillerayı Şili, Santiago’daki Museum of Memory and Human Rights’a (Bellek ve insan hakları müzesi) bağışlayarak bu tarihin ulusal bağlamına dönmesini sağlamış oldu.
COMO ALITAS DE CHINCOL from Vivienne Barry on Vimeo.
Como Alitas de Chincol (Chincol[1]’ün Kanatları Gibi, 2002), Vivienne Barry’nin sergide gösterilen bir animasyon filmi, “tarihi nakşeden kadınlara” ithaf edilmiş. Şili’nin arpilleristaları, politik karşıtlığı dikişleriyle var ettiler, sanatı devlet sansürünü yıkmak ve devlet şiddetini püskürtmek için ustalıkla kullandılar. Sanat icra etmek ve eylemcilik yoluyla direnmenin, anımsamanın ve yas tutmanın bir yolunu buldular.
Çeviren: Savaş Sarıoğlu
Kaynak: hyperallergic.com
ÇN: 24 Kasım 2019’da Museum of Latin American Art’ta açılan Arte, Mujer y Memoria: Arpilleras from Chile sergisi, 6 Eylül’e kadar açık kalacak. MOLAA koronavirüs salgını nedeniyle sergiyi çevrimiçi erişime de açtı. Çevrimiçi sergiyi gezmek için >>>
[1] Şili’ye özgü bir kiraz kuşu türü, bir tür Amerika serçesi