Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, yeterli gerekçe göstermeden; “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi”, “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi”, “Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler” ve “Sünnetçi Kız” kitaplarını ‘muzır’ ilan etti!
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu; 27 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarla, yeterli gerekçe göstermeden, Elisabeth Brami’nin “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” (Yapı Kredi Yayınları); Francesca Cavallo ile Elena Favilli’nin “Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler Olağanüstü 100 Hikâye” (hep kitap) ve “Sünnetçi Kız” (Cinius Yayınları) adlı kitaplarında yer alan bazı yazıların “18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna” karar verdi.
Karar üzerine açıklama yapan Türkiye Yayıncılar Birliği, eserlerin serbestçe açıklanması ve yayımlanması özgürlüğünün anayasamızca korunan bir hak olduğunu hatırlatarak “Bu hak, demokratik bir toplum için büyük önem taşır. Bu önemden dolayı idari ve yargı birimleri, açıklama ve yayımlama özgürlüklerine gereksiz müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü altındadır” görüşünü savundu. Açıklamada şu görüşler dile getirildi:
“Koruma Kurulu vermiş olduğu muzır neşriyat kararlarıyla, açıklama ve yayımlama özgürlüğüne müdahale etmektedir. Eserlerin değerlendirmesinin, türüne göre değişen uzmanlar tarafından yapılan ön incelemeden geçmeksizin, Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’nın atadığı beş birim amirinden oluşan kurulca yapılması; düşünsel, toplumsal ya da sanat eseri olarak değerlendirilmesi gereken eserlerin, bu nitelikleri haiz olmadığı yönünde raporlar verilmesine, anayasal bir hak olan açıklama ve yayımlama özgürlüğünün ihlal edilmesine yol açmaktadır.
Bu şekilde içinde pedagog ve cinsel sağlık uzmanı dahi olmayan kişilerden oluşan kurul tarafından, eserler hakkında oldukça özensiz bir biçimde, genel ve soyut ifadelerle hazırlanmış kararlarla muzır neşriyat kararı verilmesi, ifade ve basın özgürlükleri açısından tehlike oluşturmakta ve demokratik toplum ilkesini tehdit etmektedir.
Karmaşık ve muğlak bir olgu olan “müstehcenlik” gerekçesiyle bir eserin yayımlanmasına müdahalede bulunulurken sanat alanının veya eserin özelliklerine, edebi eser olup olmadığına, müstehcen olduğu değerlendirilen kısımların ifade edildiği bağlama, yazarın kimliğine, yazılma zamanına, amacına, hitap ettiği kişilerin kimliklerine ve onların estetik anlayışlarına, eserin muhtemel etkilerine ve eserdeki diğer ifadelerin tamamına bir bütün olarak bakılması, eserin edebi değerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Eserin, türüne göre ayrı ayrı uzmanlıklar gerektiren ve anayasal bir hakkı kısıtlayıp engelleyen bir kararın, Bakanlık tarafından atanmış beş birim amiri tarafından verilebilmesi; ifade, bilim ve sanat ile açıklama ve yayımlama özgürlüklerinin ihlal edilmesidir. Demokratik toplum ilkesinin esas alındığı bir sistemde bunun kabulü mümkün değildir.
Temel hak ve hürriyetleri adalet ilkesi ile bağdaşmayacak şekilde sınırlayan Koruma Kurulu yapısı, bir an önce ulusal ve uluslararası içtihatlara uygun bir şekilde değiştirilmeli; hak ve özgürlüklere zorunlu olmadıkça müdahalede bulunmama yükümlülüğü ve sorumluluğuna uyulmalıdır.”
1927’de çıkarılan 1117 sayılı kanunla kurulan Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, geçen yıl yayınlanan “703 sayılı KHK” ile Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’na bağlanmıştı. Aynı yasa değişikliğiyle; daha önce Başbakanlığa bağlı çalışan ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Diyanet İşleri Başkanlığı ve gazeteciler cemiyetine bağlı çalışan 11 üyeden oluşan kurulun üye yapısı da değiştirildi. Artık kurul, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanının belirleyeceği biri başkan olmak üzere bakanlığın beş birim amirinden oluşuyor. Yasaya göre “muzır” kabul edilen kitaplar “… ancak 18 yaşından büyük olanlara içi görülmeyen zarf veya poşet içinde satılabilir. Bu zarf ve poşetlerin üzerinde eserin ismi ile “Küçüklere zararlıdır” ibaresinden başka hiç bir yazı ve resim bulunamaz”.
Kız Çocuk Hakları Bildirgesi
Kız çocukların da erkek çocuklar gibi üstü başı pasaklı, saçları dağınık, yara bere içinde, kıpır kıpır olma, istedikleri mesleği seçme, her gün prenses olmak istememe, istedikleri kişiyi sevme hakkı vardır.
Uluslararası Af Örgütü, kabul görmüş basmakalıp fikirleri yıkıp geçen bu “bildirge”yi destekliyor. Kız, erkek ayırmaksızın herkes arasında eşitliğe saygının önemini hatırlatmak için icat edilmiş haklardan oluşan bu mizahi liste, çocuk, genç, yetişkin her bireyi düşündürecek, eğlendirecek, gülümsetecek.
Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi
Erkek çocukların da kız çocuklar gibi ağlama, oyuncak bebeklerle oynama, pembe renk giyme, okumayı sevme, her gün süper kahraman olmak istememe, istedikleri kişiyi sevme hakkı vardır.
Uluslararası Af Örgütü, kabul görmüş basmakalıp fikirleri yıkıp geçen bu “bildirge”yi destekliyor. Kız, erkek ayırmaksızın herkes arasında eşitliğe saygının önemini hatırlatmak için icat edilmiş haklardan oluşan bu mizahi liste, çocuk, genç, yetişkin her bireyi düşündürecek, eğlendirecek, gülümsetecek.
Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler
Denizlerin derinliğinden ormanların kuytusuna, savaş meydanlarından şaşaalı saraylara, hastanelerden gökyüzünün sonsuz maviliğine, dünyanın ve zamanın her köşesinden kendilerine dayatılan kurallara ve geleneklere isyan etme gücü bulan kadınların hikâyeleri bunlar. Prenslerini bekleyen değil, kaderlerini ellerine alan prenseslerin hikâyeleri… Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler; yüz asi kadının, Sally Nixon, Cristina Portolano, Sarah Wilkins, Barbara Dziadosz gibi dünyanın dört bir yanından altmış asi kadın tarafından çizilen olağanüstü illüstrasyonlarla renklenmiş hayatları… Bildiğimiz dünyanın bilmediğimiz gerçekleri… Ödüllü yazarlar Elena Favilli ve Francesca Cavallo, olağanüstü yüz kadının maceralarından derledikleri masalsı gerçeklerle, okuyucuları keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
Günün herhangi bir anında açıp okuyacağınız, elinizin altında bulunduğunda kendinizi iyi hissedeceğiniz, kızınıza anlatacağınız gerçek hayat hikâyelerinin masalsı versiyonu. Nesilden nesile annelerin kızlarına hediye edebileceği, ilham verici bir kitap. Aslında bir çocuk kitabı olarak tasarlanan çalışmayı, hep kitap “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde her yaştan genç kıza bir hediye” olarak yayımlıyor.
Sünnetçi Kız
Süleyman aslında bu hikâyenin en masum figürü. Erkeklikten ve erkekliğini ellediğimden haberi bile yok. Gel gör ki erkeklere olan öfkemin simge sembolü oldu. Bu, biraz üzüyor beni. Ama sonra, çok değil on seneye kadar diğerleri gibi olabileceği ihtimalini kesinliğe çevirip gözümün önüne getirdiğimde rahatlıyorum ve hatta “İyi ki,” diyorum, “İyi ki sünnet etmişim Süleyman’ı!” Bütün kızlar adına!