Kadın Yazısı festivalinin ikincisi, 15-24 Kasım tarihleri arasında “Aslında” temasıyla düzenleniyor. Tüketilmiş kavramlardan uzak, yeni bir düşünce biçimine bizi teşvik etmesi hedeflenen festivalde dördü yurt dışından 60’a yakın konuşmacının katılımıyla pek çok etkinlik ve 16 sanatçının katkılarıyla hazırlanan iki sergi ziyaretçilerle buluşacak.
Cinsiyeti “yazı” odağında tartışmaya açmayı, cinsiyete dayalı ayrımcılık biçimlerini bu odaktan hareketle sorgulamayı, gerek tanınmış gerekse adları yeni duyulmakta olan kadın yazarları ve şairleri desteklemeyi ve yine “yazı”dan hareketle uluslararası bağlar kurmayı hedefleyen Kadın Yazısı festivalinin ilki, geçen yıl İsveç Başkonsolosluğu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi ile Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nın ortak çabası sonucu düzenlenmişti. Bu yıl British Council, Goethe-Institut Istanbul, Tarabya Sanat Akademisi ve Karşı Sanat’ın da desteklediği festival daha da genişliyor ve zenginleşiyor.
Dördü yurt dışından 60’a yakın konuşmacının katılımıyla panel, söyleşi, performans ve şiir okumaları dâhil olmak üzere pek çok etkinlik, 15-24 Kasım tarihlerinde MSGSÜ Fındıklı ve Bomonti yerleşkeleri, Kadın Eserleri Kütüphanesi, Pera Müzesi ve Karşı Sanat’ta izleyicilerle buluşacak. Aynı zamanda, Kadın Eserleri Kütüphanesi’nde ve Karşı Sanat’ta 16 sanatçının katkılarıyla hazırlanan iki sergi, ziyaretçilere kapılarını açıyor. Goethe-Institut Istanbul tarafından yürütülen LiteraTür projesinin 2019 yılı Kasım ayı teması “Kadınlar”ın tanıtımı da festival kapsamında gerçekleştirilecek.
Festivalin bu yılki teması olan “Aslında”, çok şeyi bir arada söyleme telaşı içinde olduğumuz bir dönemde geniş bir alan açarken, tüketilmiş kavramlardan uzak, yeni bir düşünce biçimine bizi teşvik ediyor. Muğlaklığıyla, özgünlüğe ve yaratıcılığa olanak tanıyor. Hep gerçeği işaret ettiğini iddia ediyor, ama bu bir iddia yalnızca, bunun da en çok kendisi farkında. Bu yüzden eşikte duruyor. Hepimizin uzlaşabileceği bir “asıl” var mı? “Aslolan” bilinebilir mi? Aslında ile başlayan söyleyişlerde “asıl” olmayan da vurgulanmıyor mu? Bu ikilik bize ne gösteriyor? “Aslında” dediğimizde itiraz etme hakkımızı mı kullanmış oluruz? Söylenmişi tekrarda ısrar mı ederiz yoksa söylenmemişi, söylenip de duyulmayanı mı seslendiririz? Sevgi Soysal’ın Yürümek’inde “camın arkasını daha açık seçik görmeye yönelmiş yardımlar; ‘aslında’, ‘benim bildiğim’, ‘asıl nedeni’, sözcüklerini kolayca kullananlar” sıra dışına çıkanları yine “sıraya sokanlardır”. Öyleyse “aslında”nın hangi anlamlara gelebildiğini araştırmak, “kadın yazısı”nı daha iyi kavramak açısından önemlidir. Bu nedenle festivalin dört gününü, dört kavramı bu tema etrafında konuşmaya ayırdık: Aslında Beden, Aslında Yuva, Aslında Sır, Aslında İsyan/İtiraz.
Festivalin bütün etkinlikleri herkese açık ve ücretsizdir. Yurtdışından konuşmacıların oturumlarında simultane tercüme yapılacaktır.