“Geç ölmektense, senin sevginden yoksun yaşamıma son versin kimileri, daha iyi!”
Romeo ve Juliet’in doyumsuz repliklerinden birisi daha İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi sahnesinde terennüm etti.
Devlet Tiyatromuz ile Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos Kültürel Organizasyonu~Lykofos ortak projesiyle sahneye taşınan ve geçtiğimiz hafta Atatürk Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşan “Romeo ve Juliet” üst düzey rejisi, oyunculuklarıyla büyük beğeni topladı. Dakikalarca ayakta alkışlandı.
Türkçe, Yunanca ve İngilizce olarak sergilenen oyunda Lefteris Giovanidis‘in rejisi kadar, başta Alp Ünsal, Roula Pateraki, Eray Eserol, Kalliopi Chaska, Nikos Karathanos olmak üzere tüm oyuncular Shakespeare’e yaraşır bir esere imza atmışlar, diyebilirim.
Yasak olanı sembolize eden kırmızı elmaların sahneye düşmesi, iki sevgilinin balkon sahnesi ve final bölümü hafızalardaki yerini uzun zaman koruyacaktır.
Oyun sonrası Lefteris Giovanidis ile kısa bir söyleşi yaptık…
Bu proje nasıl ortaya çıktı?
Oyunu hemen okuduğumda bu fikir aklıma geldi. Farklı dillere sahip iki ülkenin işbirliği yapması için harika bir oyun. Biri Yunanca diğeri Türkçe konuşan iki ailemiz var ve tanıştıklarında tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuruyorlar.
Romeo ve Juliet projesini gerçekleştirme amacınız neydi?
Geleceğimize saygı duyalım. Daha iyi bir hayata sahip olmanın çözümü yalnızca barış ve sevgidir
Proje İngilizce ve Türkçe olarak oynanmaktadır. Ayrıca Yunan ve Türk oyuncular ve altyazılar da mevcut. Provalar zor olmadı mı?
Zor bir prova! Üç dilli prova! Bazen tek ve ortak bir dilimiz olur ve iletişim kurmak zordur! Ama tüm oyuncular en iyi enerjiye sahipti. İşbirliği yapmak. Güzel bir yolculuk! Prosedürden gerçekten keyif aldım!
Birinci perdenin finalinde tavandan düşen elmalar neyi simgeliyor?
Elma hayatı simgelemektedir. Bu bir meyve! Bu da hayat verir. Bir topluluğun hayatta kalabilmesi için gıdaya ihtiyacı vardır. O olmadan hayat yoktur. Ve gençlik bir toplum için hayatı üreten besin gibidir; hayattır. Bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için gençlere ihtiyacı var. Ve yiyecekleri çöpe atmak hayatı öldürmek gibidir.
Muhafazakâr felsefe de insanın kusurlu bir varlık olduğuna inanır. Ve kusurlu bir varlığın ruhunda, hayatta kalabilmek için nefret, ego ve kötü duygular vardır. Ve siyasal iktidar~hükümetler de insanları kendi benliklerinden korumak için kuralları ve pankartları koymakla sorumludur. İnsan mükemmel olamaz. Ve orada Adem ile Havva’nın elma günâhı nedeniyle cennetten kovuldukları teorisini destekliyorlar. Elma simgeliyor, insanın mükemmel olamama yeteneğini!
Finalde Paris neden ölmedi?
Romeo’yu bir katil olarak sunmak istemedim! Hatta arkadaşları kim daha güçlüdür oyunu oynayıp birbirlerini öldürmek istediler. Tybalt yanlışlıkla Mercucio’yu öldürüyor ve Romeo’nun da intikam alması gerekiyordu. Ama aynı zamanda (Kont) Paris’i de öldürmek istiyorlar. Ayrıca performansın uzamaması için ve 2:20 dakikadan fazla olmamasını istediğim pratik bir düşünce vardı kafamda…
Başka yeni projeleriniz var mı?
Evet yapıyorum. Romeo ve Juliet’in Yunanistan’da ve Türkiye’de gösterilerine devam etmesini, uluslararası festivallerde de sergilemesini istiyorum.
Gelecek sezon için planlarım var.
“Romeo ve Juliet ” gelecek sezonda mutlaka izlenmesi gereken başarılı ve çok iyi oyunlardan biri olacak görünüyor…
Oyun Künyesi
- Yazan: William Shakespeare
- Türkçe Çevirisi: Özdemir Nutku
- Yunanca Çevirisi: Giorgos Blanas
- Yöneten: Lefteris Giovanidis
Oyuncular:
- Dadı: Roula Pateraki
- Juliet: Kalliopi Chaska
- Romeo: Alp Ünsal
- Rahip Lawrence: Eray Eserol
- Capulet: Nikos Karathanos
- Lady Capulet: Maria Diakopanagiotou
- Mercutio: Sevki Cepa
- Benvolio: Efe Akercan
- Tybalt: Spyros Margkoudakis
- Paris: Nikos Konstantopoulos
- Sampson/Uşak: Dimitris Charalampopoulos
- Dekor Tasarımı: Constantinos Zamanis
- Kostüm Tasarımı: Olga Evangelidou
- Işık Tasarımı: Yakup Çartık
- Müzik: Ekin Eti
- Hareket Düzeni: Amalia Bennett
- Sahne Dövüşü: Haris Georgiadis
- Yönetmen Yardımcısı: Dimitris Charalampopoulos
- Yapım Sorumlusu: Katerina Berdeka
- Proje Koordinatörleri: Burcu Boran, Roza Kaloudi
- Asistanlar: Maria Xydaki, Panuchi Margelos, Ece Sarıçoban, Esra Akbaş
- Fotoğraf: Elina Younlali
- Video Tanıtım: Fotis Fotopoulos
- Fotoğraf ve Video için Stil Danışmanı: Haris Souliotis
- Sahne Amiri: Pınar Alev
- Kondüvit: Armağan Çartık
- Işık Kumanda: Seda Yılmaz, Gökhan Gülçebi
Önemli bir not; Böylesine başarılı bir projenin neden İstanbul Büyük Belediyesi Şehir Tiyatroları-İBBŞT tarafından gerçekleştirilmediğini merak ediyorum. Çünkü bildiğim kadarı ile İBBŞT tarafından auduction açılmıştı. Anladığım kadarı ile vizyoner olmak başka bir mesele… Uluslararası bir projenin yönetiminin böyle bir kurum tarafından ele alınamaması açıkçası şaşkınlık vericidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu oyunu izlediğinde ne düşündü acaba, çok merak ediyorum. Oyunu Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever neden izlemedi de Ekrem İmamoğlu izledi ❗❗