16-17 (Rus takvimiyle 3-4) Temmuz günleri Rus devrim tarihine trajik bir bölüm ekledi. Sorumlusu olarak ‘Bolşeviker’ gösterildi. Hep bir ağızdan ‘elebaşıları tutuklayın, kitleleri silahsızlandırın’ ve ‘devrimci düzeni’ yeniden kurun çağrısı yapılıyordu. Sosyalist Devrimciler ve Menşevikler Bolşeviklerin tutuklanıp silahsızlandırılmasıyla ‘düzeni’ sağlamaya hazırdı.
Ama hangi düzeni ve kimin için?
Kaolisyon hükümetinin başbakanı Anayasal Demokrat Parti (Kadet) temsilcisi Lvov Temmuz Günlerinin basıncıyla istifa etmek zorunda kalır. Sosyalist Devrimcilerin temsilcisi Kerenski Lvov’un 20 Temmuz’daki istifasının ardından 4 Ağustos’ta başbakan olur.
Kerenski hükümetinin yeni İçişleri Bakanı Tseretelli ise, Lenin, Troçki ve diğer Bolşevik önderler hakkında tutuklama kararı çıkartan kişidir. Tseretelli yeni hükümeti ‘Selamet Hükümeti’ olarak adlandırır.
Büyüt umutmarma kurdukları hükümet, 22 Temmuz’da kurulur fakat ancak 15 gün yaşar!
Petrograd’ın devrimdeki yeri
Şubat Devriminin ardından kurulan koalisyon hükümetleri bir bir değişirken devrim de kitleler içinde büyük umutlar uyandırmış, devrimde yönetici rol oynayan Petrograd proletaryası umut ve bekleyiş içine girmiştir.
Saflaşma iktidar bloğunda olduğu gibi, devrimci işçi hareketi içinde de yaşanmaktadır. Troçki, Bolşeviklerin dışında Mejrayontsi (Bölgeler Birliği) adlı ve esas olarak Petrgad merkezli örgütüyle bağımsız hareket etme kararını değiştirir ve Temmuz Günlerinde Bolşeviklere katılır.
Sosyalist Devrimci Parti’den Kerenski’nin başbakan olmasıyla kitlelerin yeni koalisyon hükümetine güven duymaları istenir. Oysa ki Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler Şubat devriminin ardından yani henüz daha beş ay önce kitleleri birinci geçici hükümeti, emperyalizm yanlısı Milyukov-Gouçkov hükümetini desteklemeye çağırıyorlardı. Bu iki sosyalist parti hükümetle tam bir uyum içindeydi.
Bolşevikler, Temmuz Günlerinin ardından kurulan daha sosyalist görünümlü yeni geçici hükümete de destek vermeyeceklerini açıkladılar. Yeni hükümetin de kitlelerin umutlarına ihanet edeceğini ileri sürdüler.
Bolşeviklerin taktik kararı
Bolşevikler, kitlelerin 3-4 (16-17) Temmuz tarihlerinde silahlı bir ayaklanmaya kalkışmalarını erken buluyor ve bu gösterileri barışçıl geçmesi için çalışıyorlardı. Ancak bir farkla ki, gösterilere katılarak bunu yapmayı seçtiler.
3-4 Temmuz aynı zamanda işçi ve asker delegeleri sovyetlerinin birinci Tüm Rusya Kongresi’nin yapıldığı tarihtir. Petrograd’da toplanan bu kongrede Bolşevikler azınlıktaydı ve kongreyi geçici hükümete karşı koymaya ve iktidarı sovyetlerin eline almaya dair önerileri kabul edilmedi. Kongre kabul etmedi ama kitleler kongre gibi düşünmedikleri aynı günlerde sokakta üstelik silahlı biçimde, makineli tüfek birlikleriyle gösterdiler.
Silahlı gösteri 3 Temmuz ile sınırlı kalmadı ve 4’ünde de devam edeceği anlaşıldığında Bolşevikler harekete katılma kararı aldılar.
Troçki şöyle diyordu: Kitleleri yönetmeyi reddederek, onları politik yönlendirmeden yoksun bırakarak, politik olarak başsız bırakmak ve kaderleriyle başbaşa bırakmak mümkündü. Fakat, işçi partisi olarak Pontius Pilatus’un bu taktiğini ne isteyebilirdik ne de uygulayabilirdik: Kitlelerin temel ajitasyonlarına mümkün olan en yüksek örgütlenme seviyesine dahil etmek ve böylece gerçekleşecek kurban sayısını asgariye indirmek için onlarla bütünleşmeye ve yekvücud olmaya karar verdik?
Temmuz Günlerinin ardından kurulan Tseretelli-Kerenski hükümeti devrimin sol kanadını zayıflatmayı ve silahsızlandırmayı amaçlıyordu. 18 Temmuz’da Kerenski’nin emri üzerine Petrograd’ın kızıl bayraklarının yerine Kazak sancaklarını dikme operasyonu başlatıldı. Karşı devrimci birlikler ve Kadet subaylar Petrograd’ı işgal etti. İşçi mahallelerini alt üst ederek buraları silahsızlandırdılar. Ünlü Petro-Pavel Kalesinin askeri birlikleri de silahsızlandırıldı.
Savaş devam ediyor…
Rusya’nın Almanya ile savaşı durdurması halinde, müttefiklerin yardım desteğini keseceklerini ilan etmeleri hükümeti sıkıştırıyordu. Hükümet Temmuz ayının başında yeni bir saldırı başlatma kararı aldı. Ancak sonuç hüsran oldu.
Almanya 19 Temmuz’da bir karşı saldırıyı gerçekleştirdi. 24 Temmuz’da Tarnopol bölgesini ele geçirdi. Rus Orduları ünlü Galiçya cehpesinden atıldılar. 60 bin asker öldü. Rus Cephesi dağıldı.
Eylül ayının başında Riga düşecek ve Petrdgrad’a yakın adalar tehdit altına girecekti.
Bu askeri yenilgi general Brussilov’un görevden alınmasına ve daha sonra iç siyasette de ‘darbeci’ rol oynayacak Kornilov’un görevlendirilmesine yol açtı.
Moskova Devlet Konferansı
Hükümet askeri gücü elinde bulundurmasına ve ayaklanmayı bastırmasına rağmen siyasal cesarete sahip değildi. Tarafsız gözükmek istiyor ve Moskova’da düzenlenecek bir konferansla, barışçıl bir geçiş arıyordu. 26-28 Ağustos’ta Moskova’nın ünlü Bolşoy Tiyatrosunda Moskova Devlet Konferansı düzenlendi. Kerenski sağın desteğiyle siyasi durumunu güçlendirmek istiyordu. Rusya’nın tüm ‘zinde’ güçlerini konferansa davet ettiğini söylüyordu. Ancak Bolşevikler çağrılmamıştı.
Bolşevikler konferansın dışında bırakılmak istense de, ileride Türkçe’ye de çevrilen Marks ve Engels’in Hayatı ve Eserlerine Giriş kitabını yazacak olan David Riazanov bir sendika temsilciliği elde ederek konferansa katılma hakkı elde etti. Bolşevikler adına bir bildiri sundu.
Kerenski konferansı Moskova’da yaparak Petrograd’ın siyasi etkisini kırmaya çalışıyor, yenilmiş ve silahsızlandırılmış Petrograd işçi sınıfının etkisini silmek istiyordu. Fakat yanıldı. Moskova Bolşevik örgütü konferans tarihinde bir günlük grev çağrısı yaptı ve 400 bin işçi bu çağrıya cevap verdi, grev genelleşti.
Konferans devrimin sorunlarına bir çare olmak yerine çelişkilerin derinleşmesine yol açtı.
İktidar bloğu üç baş üstünde yürüyordu: Milyukov, Kerenski ve Tseretelli. Bir yandan savaş diğer yandan devrimin artan baskısı karşısında iktidar bloğunda dengeler hassaslaştı, kriz derinleşti. Hatırlayalım Temmuz Günlerinin ardından 22’sinde kurulan geçici hükümet sadece 15 gün yaşayabildi. İkili iktidarın taşları daha da sağlamlaştı. Süreç kitlelerin önüne şu seçenekleri dayatıyordu: Ya kapitalist hükümet ya Sovyetler!
Ancak burjuvazi ve onların sol kanadı haline dönüşen Sosyalist Devrimciler ve Menşevikler iktidarlarını korumak üzere her yolu deneyecek durumdaydı. Bu seçenek, askeri darbeden başkası olmayacaktı…