Bihter Hanım sevgiyle büyütülmüş bütün canlılar gibi kendine güvenli, başkalarıyla eşit ilişki kuran, sınırları olan ve o sınırların geçilmesine izin vermeyen, kibar bir kedi.
Fatih’ten lokanta önü kedisi Karadal
Ona karanlık, soğuk, lanet bir kış günü Fatih’in ana caddesi Fevzi Paşa’da, Pehlivan Lokantası’nın önünde rastladım. Ensesinin kalınlığı, şüpheye yer bırakmayacak şekilde erkek olduğunu söylüyordu. Kiri, pası, sokakta yaşadığını.
Taksim Metrosu’nun kedisi
"Ölü taklidi yapan kedi gördün mü daha önce? Ben görmemiştim. Garip bir kedi o.”
“Nasıl garip?”
“Garip yerlerde uyur. Ne kadar dürtersen dürt, uyanmaz…”
(Taksim Metrosunun güvenlik görevlisi.)
Şişhane Metrosu’nun ev sahibi Momo
Momo tuhaf yerlerde uyur; İstanbul Kart dolum cihazlarının, bankamatiklerin üstünde, X-Ray cihazının yanında. Dünya yıkılsa umrunda değil, derler ya, öyle.
Maçka Parkı’nın Kör Kedisi
Maçka Parkı’na kediler uğramaz. Onların mekânı, yukarıdaki daha küçük Sanat Parkı’dır. Aşağıdaki büyük park köpeklere aittir. Husky’ler, Golden’lar, Pitbull’lar… Parka girince sahiplerinin tasmalarını tutan ellerinden kurtulur, birbirleriyle boğuşmaya, çimenler üzerinde koşmaya, kargaları kovalamaya başlarlar. Tabii bir de yolunu şaşırıp yanlışlıkla Maçka Parkı’na girmiş kedileri. Çevrede yaşayan kediler bunu bilir ve Maçka Parkı’ndan uzak durur.
İstanbul'un kedileri: “Kuyruksuz”
Onu ilk kez bir buçuk yıl önce Şişli Camisi’nin karşısındaki Arzu Pasajı’nda görmüştüm. Komik bir yürüyüşü vardı, kabadayı gibi yalpalaya yalpalaya. Sonra yürüyüşünü komik yapan şeyin adımları olmadığını fark ettim. Kuyruğu yoktu. Arkadan bakınca, attığı her adımda bacaklarının nasıl hareket ettiği, olanca çıplaklığıyla görülüyordu.